30 Mart 2008 Pazar

Basın, Fenerbahçe'nin derbi zaferi için ne yazdı?


KAZIM KANAT: 17 DAKİKA VARDI TESLİM OLDULAR (SABAH)Büyük derbinin özetinin özeti şudur: Beşiktaş sadece üç puan kaybetmedi, şampiyonluğu kaybetti. F.Bahçe üç puan kazanmadı, şampiyonluğun kapısını sonuna kadar araladı. Derbinin üç noktası çok önemliydi: A-Zico'nun maç planlaması mükemmeldi. F.Bahçe, müthiş savunma yaptı. Kenarları kullanarak hücuma çıktı. İkinci yarıda farkı korumak yerine fark için savunmayı riske etti. Şentürk'ü alma kararı cesurcaydı.B-Sağlam'ın ilk 45'teki planlaması hatalarla doluydu. Kötü savunma organizasyonu yapıldı. Hücuma üç oyuncu ile çıkarak (Holosko, Nobre ve Özkan) F.Bahçe'nin tuzağına düştü. Özellikle Üzülmez'in bölgesinin çöküşünü seyretti. İkinci 45'te ise Sağlam, Üzülmez'i oyundan alıp doğru yaptı. Ama yine de dengesiz hücum ve dengesiz savunmaya önlem almayarak yenilginin bir numaralı sorumlusu oldu. C-Hakem Yıldırım'ın faul yorumları tek kelime ile felaket. MercimekKazım mücadelesindeki pozisyon, Kazım'ın lehine penaltı. Hakem Kazım'a faul verdi. Kazım'ın topu voleybolcu gibi tokatlaması da penaltıydı. (Yardımcı hakem Ulusoy ise gözünün önünde taca çıkan topa devam demesi ise felaketti!) ... Uzatmayla birlikte 17 dakika varken maçı ve şampiyonluğu bıraktı. F.Bahçe de Chelsea maçını düşünerek maçı bıraktı. Yoksa!..GÜRCAN BİLGİÇ: ALEX'İN TAKIMI (SABAH)Fenerbahçe, tüm önemli maçlardaki özelliğini hemen devreye sokarak, daha ilk dakikada İnönü çimenlerinde, "Burada iyi olan benim" mesajını verdi. Hem rakibine, hem de tribünlere bunu öyle bir hissettirdi ki, Beşiktaş'ta ne sahasında oynamanın avantajı kaldı, ne de galibiyetten başka skorun tatmin edemeyeceği anlayış farkı.... Semih, Alex'e ikramını yaptı, kaptan da gerekeni..Gökhan Gönül, Maldonado, Edu ve Volkan Demirel'in maçın Fenerbahçe adına önemli isimleri olduğunu da belirtmeliyiz. Teknik direktör Zico takımının kalitesine inanıyor ve bunun sonuçlarını da elde ediyor. Chelsea maçı öncesinde, dünkü Kezman'ı izledikten sonra, Semih'e kulübede yer gösterirken bir kez daha düşünmeli.AHMET ÇAKAR: PENALTI KAYNADI (SABAH)Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında en önemli engellerden birini aştı. Üstelik Beşiktaş gibi bir rakibi İnönü'de yenerek. Fenerbahçe hak etti mi? Anasının ak sütü kadar. Çok iddialı olacak ama Beşiktaş'ın gol dışında neredeyse çok önemli bir pozisyonu bile yok. 90 dakika maç neredeyse Fenerbahçe'nin kontrolünde geçti...Maç boyu kötü oynayan Beşiktaş yenilmeyebilirdi. Eğer hakem Yunus Yıldırım hakemlik yapsaydı. Çünkü son dakikalardaki bir hava topu mücadelesinde Colin Kazım ceza alanında bariz şekilde elle oynadı. Çok açık bir penaltıydı. Ama Yunus Yıldırım görmedi.Aslında dün gece hakem yönetimini hiç beğenmedik. Verdiği kartların yarısı yanlış. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi maça tesir eden en büyük hatası vermediği açık penaltı.ÖMER ÜRÜNDÜL: F.BAHÇE ZİCO'YA RAĞMEN KAZANDI (SABAH)F.Bahçe çok önemli derbide Zico'nun çok büyük hatasına rağmen maçı kazanmayı bildi...... Zico hiçbir şey yapmayan Kezman'ı sahada tutmaya devam ederken Uğur sakatlanınca Semih'i alıp tam bir harakiri yaptı. Halbuki o dakikada Kezman'ı da çıkartıp Semih ile birlikte Selçuk veya Ali Bilgin'den birini sahaya sürmesi gerekiyordu. Bu yanlışı değerlendiren Beşiktaş beraberliği sağladı. Ardından yaptıkları atak girişimi gol kokmaya başladı. İşte bu olumsuz ortamda Alex-Semih işbirliğiyle başlayan bir atakta Semih'in mükemmel asistiyle F.Bahçe skor avantajı yakaladı. O anda da Zico nihayet uyanıp Kezman'ı çıkarınca Semih'in de başarılı nokta santrfor icraatlarıyla oyuna hakim olup geride sıkıntı yaşamadan başka pozisyonlar bularak maçı bitirdi. Maç eksikliğine rağmen böyle bir derbide sorumluluk alan Maldonado futbol bilgisiyle ve basit oyunuyla takımına katkı sağladı. LEVENT TÜZEMEN: KALİTE FARKI (SABAH)Oyunun bu kadar çok durduğu bir derbi izlemedim. Kağıt üzerindeki favori Fenerbahçe derbiyi kazanarak Beşiktaş'ı yarıştan uzaklaştırdı. Maç öncesi iki teknik adamın yorumunda Zico, "Kazanmaya gidiyoruz" derken, Ertuğrul Sağlam da "Kaybetsek dahi yarıştan kopmayız" açıklamasını yapmıştı.Sağlam'ın bu olumsuz açıklaması takımına da yansıdı ve ilk yarı sahada pozisyon üretemeyen, ayağa iki pas yapamayan, acemiler mangası gibi bir Beşiktaş vardı...SELÇUK YULA: HAKLI GALİBİYET (FOTOMAÇ)Fenerbahçe bu galibiyeti kesinlikle hak eden taraf oldu. İstediği zaman tempoyu yükseltti, istediği zaman Chelsea maçını düşünerek tempoyu indirdi, istediği zaman da golü bulan taraf oldu. Beşiktaş'ın 3 puana daha çok ihtiyacı vardı. O yüzden de hepimiz siyah-beyazlıların oyuna daha hızlı ve istekli başlayacağını zannediyorduk.Planda aksayan tek taraf, ikinci golün bulunamaması oldu. Fenerbahçe golden sonra kabuğuna çekildi. Beşiktaş'ın üstüne gelmesini bekledi. Top Beşiktaş'ın ayağında daha fazla dolaştığı anlarda gene pozisyonlar bulan Fenerbahçe oldu ama ikinci gol gelmedi. İlk 45 dakika böyle bitti.Neticede Fenerbahçe, Beşiktaş'ın şampiyonluk umutlarını başka bahara atarken, Chelsea için de büyük moral depoladı. Bir de şuna dikkat: Alex kornerleri atamıyor, çünkü polislerden yer yok. Alex kornerleri atamıyor, çünkü her gitiğinde kafasına bir şeyler yiyor. Ne yapmak isteniyor, anlamıyorum. Bu çocuk birkaç gün sonra ülkemiz için çok büyük bir sınava çıkacak. Sahada sakatlanmadı da saha dışında mı sakatlansın! Hiç mi düşünülmüyor?İLKER ATEŞ: KAPASİTE BU! (FOTOMAÇ)İlk golü atanın kazanmaya yakın olacağını söylemiştik. Aynen öyle oldu. Fenerbahçe golü beklediğinden de erken bulunca Beşiktaş'ın ilk yarıda kafası karıştı. Koskoca 45 dakika adeta bozuk para gibi harcandı. Delgado'nun uzaktan attığı bir şut dışında Beşiktaş, Fenerbahçe kalesini yoklamayı bile başaramadı.Beşiktaş asıl çöküntüyü sol kanadında yaşadı. Tello ve İbrahim bu kulvarda Fenerbahçe'nin Gökhan ve Kazım'la gelen atakları karşısısında perişan oldu. Zaten Alex'le gelen ilk gol bir sağ taraf bindirmesinin sonucuydu. Beşiktaş'ın savunma kapasitesi bu kadar. Yine bir yan topta herkes seyredince Rüştü topu ağlarında gördü. Baki bir felaket. Böyle bir oyuncunun Beşiktaş'ta oynaması herhalde bir yönetim fiyaskosu olmalı. Ne kafa topu alabildi, ne doğru dürüst top kullanabildi.İki haftada altı puan kaybeden bir takımın artık şampiyonluğu mucizelere kaldı. Ligin boyu kısaldığına göre bu mucizenin gerçekleşmesi çok zor. Fenerbahçe profesyonelce oyundan vakit çalarak Beşiktaş'ın tüm umutlarını söndürdü. Şampiyonluk başka bahara.TURGAY DEMİR: BEKLENEN UYKU! (FOTOMAÇ)Fenerbahçe'nin, Chelsea maçını da düşünerek gücünü ekonomik kullanacağı ve ilk 20 dakikada bir gol bulmaya çalışacağı belliydi. Aynen de öyle oldu. Ne var ki herkesin bildiğini Beşiktaşlı oyuncular da, teknik adamlar da pek önemsemediler. Beşiktaş gerekirse Toraman ve Cisse'ye çift ön libero oynatıp, Fenerbahçe'nin planlarını suya düşürmeliydi. Bunu yapmadılar.Aradığı golü Alex'le bulan Fenerbahçe için artık zaman çalmak ilk hedef olmuştu. Yere yatan sedye görmeden kalkmazken, taç atışları merasimle kullanıldı. Volkan da aynı şekilde her aut atışını törene çevirdi. Hakem Yunus Yıldırım'ın buna karşılık yaptığı tek şey seyretmekti. Tüm bunların yanı sıra asıl zaman hırsızı ise Alex'ti. Sahaya konfeti atılsa yere yattı, korner atışlarında tek kelimeyle tiyatro oynadı. Evet bunlar belki profesyonellikti ve galibiyete giden her yol mübahtı birilerine göre.Sonuç olarak Fenerbahçe kendi planını uyguladı ve şampiyonluk yolunda altın değerinde üç puan aldı. Beşiktaş ise sağır sultanın bildiği Fenerbahçe taktiğine karşı hiçbir tedbir alamamanın bedelini bana göre şampiyonluk yarışına veda ederek ödemiş oldu.NECATİ BİLGİÇ: ÜÇ YILDIRIM (FOTOMAÇ)Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın İnönü Stadı'ndaki yılın en önemli derbisinde geceye imzasını vuran üç Yıldırım vardı. Birincisi Fenerbahçe takımının bu kadar güçlü olmasında payı olan başkan Aziz Yıldırım, ikincisi maça getirdiği kızıyla uğur yaparak galip geleceğini sanan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, 3.'sü de Kartal'ı berabere getirmek için elinden geleni arkasına koymayan Baki'ye kırmızı kartını çıkarmayan, penaltıları es geçen maçı bu yılın rekor uzatmasıyla 98 dakika oynatan güya FIFA kokartlı hakem Yunus Yıldırım.İlk yarının bu şekilde biteceği sanılırken dün özellikle ilk yarıda Beşiktaş'ın sol kanadını dağıtan Kazım'ı Baki'nin yaka paça indirmesinde aleyhine çalınan faule herkes şoke oldu.KORKUT GÖZE: İKİ RUHLU! (HÜRRİYET)OLACAK iş mi, bir derbi böyle mi oynanır...! Ve kenar yönetim İnönü'de bir derbiyi böyle mi yönetir...1.70 boyundaki Alex girip kafayı vuruyor, 1.90'lık Gökhan Zan ile Baki Mercimek sanki birer seyirci. Colin Kazım, sağ kulvarı bir otoban gibi kullanıyor. Arkadan gelen Gökhan Gönül deparları ile İbrahim Üzülmez-Tello ikilisini silindir gibi eziyor. Ortalar, şutlar gırla gidiyor. En ufak bir önlem gelmiyor kenardan... Orta saha yolgeçen hanı! F.Bahçe bu geniş alanda şov yapıyor. Top gezdiriyor, oyun kuruyor. Gönlünce dolaşıyor!Bir Allah'ın kulu çıkıp da F.Bahçe'nin bu alandaki egemenliğine isyan etmiyor. Bir derbi böyle mi oynanır. Bir derbi böyle mi yönetilir!Devre arasında İsmail Er sordu... Beşiktaş'ın en iyisi kim? Parmağımla işaret edeceğim tek adam bulamadım. Bir derbi böylesine duygusuz oynanır mı... Tribünlerin yırtınması, bağırması ve coşkusu da boşuna. Sistemsiz-plansız bir takım ne yapabilir. Silahlarını nasıl ateşler!Her neyse, bazen iyi oyun da kazanmak için yeterli olmuyor. Eğer Alex gibi bir adamın yoksa, hüsran her zaman kapını çalabilir!ERMAN TOROĞLU: FENERBAHÇE BİR ADIM ÖNDE (HÜRRİYET)Sarı lacivertlilerin bir avantajı da takımda oynayan oyuncuların yerlerinde fazla değişiklik olmaması. Beşiktaş'ı düşünün, geri dörtlüsüne bakın, her maçta değişik çorba gibiler. İbrahim Toraman, sağbek oynadı, çift santrhaf oynadı, ön libero oynadı. Dönüyorsunuz Baki, geri dörtlünün her yerinde oynadı. Bu kadar çok adamın oynadığı yerde eğer takımı teknik adam olarak standart hale getirememişsen baş sorumlu sensin. Sarı lacivertlilerin Şampiyonlar Ligi'nde oynaması, psikolojik olarak ve fiziksel olarak diğer takımların üzerinde etkili oluyor. Alex, yine takımının her şeyi. Hem oynuyor, hem oynatıyor.Bu maçtan sonra klasik bir laf var ya; Artık önümüze bakalım diye. Fenerbahçe, önüne bakacak da Beşiktaş nereye bakacak bilemiyorum.CAN BARTU: ALEX FARKI (HÜRRİYET)Fenerbahçe ilk yarı çok iyi mücadele etti. Çabuk ve süratli oynadılar, istediklerini yaptılar. Alex, akıl dolu bir gol attı, takımını öne geçirdi. Bu golde Beşiktaş defansının büyük hatası var. Gökhan, Cisse ve Baki gibi üç uzun adamın arasından Alex kafayı vurdu, Rüştü'yü avladı. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle gol yerse sonucu hüsran olur.Beşiktaş, mutlak kazanmak zorundaydı. Olmadı ve lider F.Bahçe'nin 5 puan gerisine düştü. Üst üste iki yenilgi aldılar. Moral olarak çöktüler. F.Bahçe'yi devirselerdi, avantajlı konuma geçebilirlerdi. Son dakikalarda Ali Bilgin ile F.Bahçe o kadar net pozisyon buldu ki, o topun kaleye girmemesi mucize. Bomboş kaleye golü atamadı. Böyle bir futbolcu F.Bahçe'de forma giyiyor. Olacak iş değil. Fenerbahçe, seyirci baskısından etkilenmiyor. Tecrübeli oyuncuları var. Kötü oynasalar bile sahada rahat hareket edebiliyorlar. Sarı lacivertliler, iyi oynadığı zaman bu ligin iki gömlek üzerinde bir takım. Özellikle de süratli ve çabuk oynadığında.Dün gecenin kahramanı tartışmasız Alex'ti. Attığı iki golle büyük bir zaferi getirdi takımına. Onun dışında da F.Bahçe'de ön plana çıkan başka futbolcu yoktu.RIDVAN DİLMEN: FENER HAK ETTİ (MİLLİYET)Dakika 3. Fenerbahçe'nin Beşiktaş'tan daha oturaklı bir ekip olduğu, daha iyi oyunculardan kurulu bir takım olduğu hemen ortaya çıktı. En önemlisi de sistemine sadık, pozisyon almasını daha iyi bilen bir takım görüntüsü veriyordu.Beşiktaş, 1-1'i yakaladıktan sonra kazanabilirim ümidini yaşarken, kontrolü bilmediği için kontra yedi. Semih, Gökhan Zan ile bire bir kaldığında Nobre'nin Alex'i düşürmesine avantaj uygulayan Yunus Yıldırım golü getirdi. Zaten çok formda ve istekli olan Alex yerden kalkarak pozisyonu takip etti ve Fenerbahçe'yi yine öne geçirdi. Oyunun devamında demoralize olan Beşiktaş takımını, Fenerbahçe ayağa paslarla daha fazla demoralize etmeye çalıştı. Baktığımız zaman sabaha kadar oynansa Fenerbahçe'nin en azından kaybetmeyeceği gözüküyordu.Sonuçta birbirine çok alışık, derbilerde ve Avrupa'da sistemiyle doğru işler yapan Fenerbahçe takımı, stres altındaki Beşiktaş'ı hak ederek yendi. Hakem Yunus Yıldırım müthiş güzel bir maç yönetti.Mustafa denizli: Hatırlarda kalacak... (milliyet)Bir hafta önce Beşiktaş puan farkıyla ligin lideriydi. Oynanan 2 maçtan sonra ise liderin 5 puan gerisinde... Bu kadar kritik haftaların yaşandığı ligde Beşiktaş lideri yenip, liderliği yakalama şansı varken, enteresandır oyunda düşünülen tempoyu, baskıyı 45 dakika ortaya koyamadı. Gol pozisyonu fazla olmayan maçta oyunun kaderini kritik top kayıpları belirledi. İlk yarıda yardımcı hakemin verdiği çok kritik bir karar vardı. Kazım, Fenerbahçe'yi atağa çıkarıyor, ama muhtemelen topu taç çizgisinin dışından alıyor. Bu top kesilip, Beşiktaş atağına dönüşüyor. Topla son oynayan Delgado. İstediği pası yapabilse belki Beşiktaş öne geçecek, ama top kaybı Fenerbahçe kontratağına dönüşüyor. Tekrar Kazım'la buluşan top Fenerbahçe'nin golünü getiriyor.Bu sadece maçı değil, belki şampiyonluğu da kaybettiren bir atak oldu. Esasında derbi için mükemmel bir ortam vardı. Bütün şartlar futbol için müsaitti. Oyun içinde sevimsiz hareketler olsa da hatırlarda kalabilecek bir derbi oldu. Bu derbi hatırlarda kalacak, ama Beşiktaş'ın şampiyonluğu kaybettiği bir maç olarak...

28 Mart 2008 Cuma

Fenerbahçe'nin derbideki muhtemel 11'i


Turkcell Süper Lig'de yarın Beşiktaş ile karşılaşacak olan Fenerbahçe'de derbi maçın 11'i belli oldu. Deivid'in yokluğunda Aurelio'yu sağ kanatta oynatmayı planlayan teknik direktör Zico bu kararından vazgeçti. Brezilyalı çalıştırıcı orta sahada Selçuk -Aurelio ikilisini bozmayacak, sağ kanatta Devid'in yerine ise Kazım Kazım'a şans tanıyacak.YÖNETİM KAZIM VE MENAJERİ İLE GEÇTİĞİMİZ HAFTA BİRARAYA GELDİGeldiği günden bu yana bir türlü isteneni veremeyen Kazım Kazım için ise Beşiktaş mücadelesi kendisini ispat etmesi için çok iyi bir fırsat olarak görünüyor. Milli futbolcunun performansından memnun kalmayan Fenerbahçe yönetimi geçtiğimiz hafta Kazım ve menajeri ile biraraya gelerek bir an önce toparlanmasını istediler. Ayrıca yapılan görüşmede uyum sorununu hala atlatamayan Kazım'ın dil sorununu bir an önce çözmesi gerektiği ifade edildi.Öte yandan 27 Şubat'ta oynanan Fortis Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçında Lincoln ile yaşadığı gerginlik sonrası kırmızı kart gören ve 4 maç ceza alan Volkan Demirel, Beşiktaş mücadelesinde kaleyi Serdar Kulbilge'den devralacak. Zico'nun Chelsea maçlarında oynatmayı düşündüğü Volkan'a bu maçta kaleyi teslim edeceği belirtildi.FENERBAHÇE'NİN 11'İBu akşam son taktik çalışmasını yapacak olan Fenerbahçe son çalışmada herhangibir sakatlıklık yaşanmaz ise yarın Beşiktaş karşısına şu 11 ile çıkacak: "Volkan, Gökhan Gönül, Edu, Lugano, Vederson, Kazım, Aurelio, Selçuk, Uğur Boral, Alex ve Kezman"

Alex, Yıldırım'ı şaşırttı!

İnanç tavan yaptıTurkcell Süper Lig’in yanı sıra Şampiyonlar Ligi’nde de yoluna emin adımlarla ilerleyen Sarı-Lacivertliler’de başarının sırrı hiç kuşkusuz inanç. Uzun yıllardır bir arada oynamanın getirdiği avantajı sahada çok iyi kullanan Fenerbahçe, ayrıca oluşan aile havasının huzuruyla da engelleri birer birer aşıyor. Roberto Carlos gibi bir dünya devinin gelişiyle, kendilerine olan güvenleri katlanan ve üst düzeye çıkan futbolcular, artık Şampiyonlar Ligi gibi zorlu bir kulvarda dahi şampiyonluktan söz edebiliyor.Alkış tufanı koptuBunun son örneği, Alex ile Başkan Aziz Yıldırım arasındaki diyalogda belgelendi. Alaettin Metin’in köşesinde dile getirdiği konuşma, şu şekilde gerçekleşti: Aziz Yıldırım: “Lig 11 Mayıs’ta bitiyor. 10 Mayıs’ta herkes parasını alacak ve tatiline huzur içinde çıkacak. Alex: “Yanlış biliyorsunuz Başkan. Lig 11 Mayıs’ta bitebilir ama, bizim görevimiz 21 Mayıs’ta Moskova’da bitecek.” Ve ardından bir alkış tufanı kopuyor, futbolcular Kaptan’ın bu sözünü destekliyor. Ne diyelim, yolun açık olsun Fenerbahçe

27 Mart 2008 Perşembe

Aurelio Fenerbahçe'de kalacak mı?


FENERBAHÇE’nin Brezilya asıllı Türk futbolcusu Mehmet Aurelio, yurt dışından gelen cazip transfer teklifine kibarca "hayır" dedi. Geçtiğimiz sezondan beri yıldız futbolcuyu renklerine katmak için büyük çaba harcayan İspanya’nın Valencia Kulübü Aurelio’nun kapısını bir kez daha çaldı. Menajer Bayram Tutumlu aracılığıyla, Aurelio’ya haber gönderen yöneticiler, 7 milyon dolarlık bonservis bedeli ödemeye hazır olduklarını bildirdiler.Chelsea pazartesi geliyorDevre arasında da transferi gündeme gelen ancak Fenerbahçe Yönetiminin olumsuz tavrı nedeniyle vazgeçilen transfer görüşmelerine yeniden hareketlendi. Bu yıl sözleşmesi biten ancak, 1 yıllık opsiyonu bulunan Aurelio menajerine, "Ben Fenerbahçe’de çok memnunum. Burada büyük bir sevgi görüyorum. Kimseyle herhangi bir problemim yok. Ailem de, çok mutlu. O yüzden ayrılmayı düşünmüyorum" dedi.Aziz Yıldırım ile sık sık görüştüğünü ve futbol yaşamını Fenerbahçe’de noktalamayı planladığını vurgulayan Aurelio, "Avrupa’da hayal olarak nitelendirilen noktaya geldik. Chelsea karşısında tarihi bir sınav vereceğiz. Bu atmosfer içinde, transferimi gündeme getirip, takımın motivasyonunu bozmak istemiyorum. İspanyol kulübünün teklifine teşekkür ediyorum" mesajsını gönderdi. Öte yandan Chelsea’nin pazartesi günü İstanbul’a geleceği açıklandı.

Süper maç Fenerbahçe'nin

TÜRK basketbolunun ezeli rakipleri Fenerbahçe Ülker ile Galatasaray Cafe Crown, dün gece öyle bir resital sundular ki, izleyenleri mest etti... Avrupalılar’ın düellosunda gülen taraf 76-72’lik skorla ev sahibi Fenerbahçe Ülker oldu. Maçı kazanan sarı lacivertliler, bu sonuçla rakibinden rövanşı alırken, olası play off eşleşmesinde de durumu eşitledi.Mücadelenin birinci dakikasından son saniyesine kadar, soluk soluğa takip ettiğimiz randevuda aslında kazanan Türk basketbolu idi. Abdi İpekçi’yi dolduran binlerce taraftarın şovlarıyla basketbolumuzda unutulmaz bir gece yaşatan iki ekip, salonu alkışlar eşliğinde terk etti. Ezeli rakipler, kalitenin tavan yaptığı Beko Ligi’nin neden dünyanın en iyi 4 liginden biri olduğunu tüm dünyaya bir kez daha kanıtladı.İlk yarıda fırtına gibi esen sarı lacivertliler, bir ara 23 sayılık fark yakaladı. Ancak Fatih Solak’ın oyuna girmesiyle toparlanan Galatasaray, önce farkı eritti, Brown ve Gaines’in basketleriyle bitime 4.30 dakika kala 58-57 öne geçti. Kıran kırana geçilen son dakikalarda skor tabelası sürekli el değiştirince, maç 66-66’lık eşitlikle uzatmaya gitti. Uzatmada daha istekli gözüken ve rakibinin pota dibine inmesine izin vermeyen Fenerbahçe Ülker, salondan 76-72 üstün ayrıldı.

Dunga'dan sevindiren mesaj

Kaka’nın sakatlığı ve Ronaldinho’nun formsuzluğu nedeniyle kadro seçiminde bir takım değişikliğe gidebileceğini söyleyen Dunga, ilk etapta Roberto Carlos ve Alex’i kadroya almayı düşündüğünü ifade etti. Bilindiği gibi Brezilya basınında yapılan yorumlarda da Alex’in, Brezilya Milli Takımı’nı hak ettiği vurgulanmıştı

Fenerbahçe'de Carlos yok

Beşiktaş derbisinin hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe dünü tek idmanla geçirdi. Sarı-lacivertli ekipte, iyileşmesi için dört gözle beklenen Roberto Carlos’un, siyah-beyazlılar karşısında görev yapmasının imkansız olduğu belirtildi. Takımla birlikte dün antrenmana çıkan Brezilyalı, pas çalışmasında ağrılarının artması üzerine idmanı yarıda bıraktı. Carlos’un dışında Deniz de sakatlığı nedeniyle çalışmaya katılmadı.

26 Mart 2008 Çarşamba

Carlos: Başkanımız Ronaldinho'yu alabilir


Fenerbahçe'nin yıldızı Roberto Carlos, takımın önemli transfer sırlarını açıkladı. Yıldız oyuncu, Marca gazetesindeki açıklamasında, ''Eğer Barcelona, Ronaldinho'yu satarsa başkanımız gider ve onu alır. 90 milyon avro ödeyebilecek durumda'' iddiasında bulundu.Carlos, Fenerbahçe'nin Ronaldinho'yu almak istediğini belirterek, "Büyük bir kulüp yaratmak isteyen bir başkanımız var. Çok fazla parası var. Başkan yardımcımız da tüm Türkiye'nin sahibi olabilir. Başkan bize kötü dönem geçirdikleri zamanlar olduğunu da söyleyerek, (Bak şimdi Real Madrid'in bütçesi ne kadar, 300 milyon Avro. Manchester United aynı şekilde zengin, ama Fenerbahçe'de harcamak için 180 milyon avromuz var. Her şeyi yaptığınız için burada olduğunuzu sanıyorsanız hepiniz yanılıyorsunuz. Eğer herkesi kovmam gerekiyorsa bunu yaparım ve şu anda dünyanın en iyilerini getiririm). Böyle bir başkanımız var işte. Çok tutkulu, ama aynı zamanda çok iyi bir insan olan başkanımız var. Lorenzo Sanzo gibi bir başkan. Kulüple yaşayıp her zaman beklentileri olan biri.''Bu arada, AC Milan'da oynayan Ronaldo'nun sakatlanmadan önce sezon arasında Fenerbahçe'ye gelmesi için Fenerbahçe kulübünün isteğiyle arabuluculuk yapıp Ronaldo ile konuştuğunu da kaydeden Roberto Carlos, İnter Kulübü Başkanı Massimo Moratti ile bile görüştüğünü söyledi.Öte yandan, FC Barcelona'dan sezon sonunda ayrılacağı iddia edilen Brezilyalı Ronaldinho ile ilgili İspanyol basınında çıkan haberlerde, yıldız futbolcunun tavırlarından Barcelona'nın illallah dediği ileri sürüldü. Ronaldinho'nun gece hayatının olduğu ve bu sorunun kulübün yönetim kurulunda görüşüleceği kaydedildi.

Brezilya'da Alex seferberliği


Fenerbahçe’nin son dönemdeki başarılarında büyük hisse sahibi olan Kaptan Alex, sadece sarı-lacivertli camiada değil, tüm futbol kamuoyunun gözüne girdi. Başarısı ve becerisiyle özellikle Brezilya’da gündeme oturan sarı-lacivertli futbolcunun Milli Takım’a seçilebilmesi için de baskılar oluşmaya başladı.Özellikle “10 numara” konusuna dikkat çeken Brezilya basını, sambacıyı ülkesinin en iyi “10 numarası” olarak lanse ederek, sarı-lacivertli ekipte de 20 değil 10’u giymesi gerektiğine vurgu yaptılar. Alex’in, hem ülkesinde, hem de yurt dışında 10 numarayı taşıyacak en iyi futbolcu olduğuna dikkat çeken Brezilya basını, önce Fenerbahçe’nin teknik patronu Zico’dan, sonra da Brezilya Milli Takımı Teknik Direktörü Dunga’dan 10 numarayı bu futbolcuya vermesini istedi.Valdivia da önerdiPlacar gazetesine açıklama yapan Alex’in eski takımı Palmeiras’ın oyuncuları da, Fenerbahçeli futbolcunun Şampiyonlar Ligi’nde gösterdiği performansla Avrupa’nın en iyi gol koklayan orta saha futbolcusu olduğunu belirttiler, “10 numara hiçbir futbolcuya bu kadar yakışamaz” ifadesini kullandılar.Palmiras’ın Şilili orta saha oyuncusu Valdivia da şöyle konuştu: “Alex, bu takımda futbol oynarken 10 numarayı taşıyordu. Şimdi ise bu forma bende... Ama keşke Alex olsaydı da bu formayı o giyseydi.”

Karaborsa Biletix'in içinde mi?

Daha önce de oldu
Her büyük maç öncesi yaşanan kaos, Chelsea maçıyla doruğa çıktı. Sadece kongre üyeleri ve Taraftar Kart sahiplerine satılan biletlerden almak için kuyruğa girenlerin çoğu boş dönerken, aynı saatlerde karaborsacılar faaliyete geçmişti bile. Kulüp, derneklere bile bilet vermezken, karaborsacıların anında satışa başlaması akıllara soru işaretleri yarattı. Bazı taraftarların iddiaları, konuyu açıklığa kavuşturur gibiydi. Tıpkı Sevilla maçında olduğu gibi bu kez de birçok Taraftar Kart sahibi, kendileri adına bilet alındığını iddia etti.

'Yıldırım’a anlatın’

Bilet almak için Biletix’e girdiklerinde, “Daha önce bu hakkınızı kullandınız” yazısıyla karşılaşan taraftarlar şok oldu. Bu kişiler, “Daha önce girdiğimiz şifreler birilerine aktarılmış ve bizim adımıza bilet alınmış. Bunu Biletix’in içinde olmayan biri yapamaz” diye tepki gösterdi. Bu arada bazı Biletix çalışanlarının, isyan edenlere, “Hani Başkanınız Aziz Yıldırım var ya, gidin derdinizi ona anlatın, o çare bulsun” diye alaycı bir üslupla konuşması, Fenerbahçe taraftarlarının büyük tepkisini çekti.Kulüpten açıklamaKulübün resmi internet sitesinde ise 19 bin 880 biletin satışa sunulduğu, ancak kongre üyesi ve Taraftar Kart sahibinin 135 bin olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, “Bu nedenle bir çok taraftarımız bilet alamamıştır. Taraftarımıza yoğun ilgiden dolayı teşekkür ederiz. Bu, karaborsa bilet satışının önlenmesi adına yapılmış bir uygulamadır ve büyük başarı sağlanmıştır. Karaborsa, daha çok kombine ile tamamen ortadan kalkacaktır. Taraftarımıza bunu tavsiye ederiz” denildi.

25 Mart 2008 Salı

Uluç bile kabul etti: Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak


İşte Hıncal Uluç'un Fotomaç Gazetesi'ndeki köşe yazısı...


Polat, Canaydın'ın kuklası, maketi, olarak göreve devam ediyor. Onun desteğini almak için bütün taleplerini kabul etti Damdan düşen değil mi Polat? Albayrak'tan ne farkı var? Halden anlaması lazımdı ama liseciler istemeyince listesine almadı "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" diye bir laf var. O süreç başlamıştır. Çünkü yakında 'Galatasaray' diye bir şey kalmayacak Karşısında güçlü bir aday olmamasına karşın Adnan Polat, seçimde oy kullanan 2653 üyeden 2148'inin oyunu almayı başardı. Bu, Polat'a karşı bir güvenoyu mudur? Adnan Polat'tan değil de Özhan Canaydın'dan konuşalım. Adnan Polat, Özhan Canaydın'ın kuklası, maketi, maskotu olarak göreve devam etmektedir. Durum daha birinci günden belli oldu. Özhan Canaydın başkanlığı bıraktı, iyi de etti. Ben Hıncal Uluç olarak, onun 30 yıllık bir dostu olarak en azından sağlığı açısından, bu işi bırakmakla çok iyi yaptığını düşünüyorum. Çünkü ciddi rahatsızlığı var Özhan Canaydın'ın... Bu ciddi rahatsızlığın ömrünü kısaltmaması için stresten tamamen uzak, hatta stresten tamamen arınmış bir hayat yaşaması lazım. Galatasaray Başkanlığı ise günün 24 saati, gece başını yastığa koyduğun zaman dahil stresi devam eden bir iş. Şimdi Özhan Canaydın bu stresten kurtulur. Ailesini yanına alır, gezer, dolaşır, eğlenir, keyfine bakar. Bu bakımdan dostu olarak, arkadaşı olarak çok mutluyum. Ama Özhan Canaydın'ın kendi gidiyor ama bütün şeyleri Adnan Polat ile devam ediyor. Çünkü Adnan Polat kendi kafasındaki işlerden hiçbirini yapamadı. Galatasaray'a başkan olmak için Özhan Canaydın'ın desteği olması gerektiğini düşündü ve Özhan Canaydın'ın desteğini almak için de Özhan'ın bütün taleplerini kabul etti, bütün ödünleri verdi. Bunun en çarpıcı örneği Abdurrahim Albayrak. Şimdi şöyle bir hatırlayın; Galatasaray'da adı çok geçen 3 başkan adayı vardı: Adnan Polat, Adnan Öztürk, Taner Aşkın. Adnan Polat'ın arkasında Özhan Canaydın vardı, Adnan Öztürk'ün arkasında İnan Kıraç vardı. Taner Aşkın, Galatasaray'ın ben bildim bileli muhalifi ama bildim bileli de çok içten çırpınan bir Galatasaraylı. Kendi başına bu işe girdi. EN İÇTEN GALATASARAYLI Bu üç aday toplandılar işbirliği yapmak için. Taner Aşkın toplantıyı terk etti ve bir açıklama yaptı. Niye terk ettiğini anlattı. "Biz Galatasaray için neler yapabileceğimizi konuşmayı düşünürken, Adnan Polat bana dedi ki 'Bizim işe başladığımız gün sıcak paraya ihtiyacımız olacak. Ne kadar para verebilirsin.' Ben Galatasaray'a para vermeye değil, yönetmeye talibim. Derhal toplantıyı terk ettim." Şimdi düşüncesi bu olan birisinin Abdurrahim Albayrak'ı kenarda bırakmasına imkan, ihtimal yok. Mümkün değil. Abdurrahim Albayrak, 30 yıldır ben İstanbul'dayım, bu 30 yıl içinde tanıdığım en içten Galatasaraylı. Tanıdığım Selahattin Beyazıt, tanıdığım Alp Yalman, tanıdığım Ali Tanrıyar, tanıdığım Ali Uras, tanıdığım Faruk Süren, tanıdığım Mehmet Cansun, tanıdığım Özhan Canaydın... Bu saydığım başkanlar, dahil, tanıdığım en içten Galatasaraylı... "Galatasaray için ölür" derler ya bu öyle... Lafın gelişi değil, Galatasaray için ölür ve Abdurrahim Albayrak cebinde akrep olmayan ender Galatasaraylılardan. Para lazım olsun anında çıkarır verir. Bugün git yarın gel değil. Futbolcuya mı para lazım, amatör şubelerden birisine mi para lazım, kulübe mi para lazım, anında çırpınır. Böyle birisi. Yani Adnan Polat'ın yanına ilk alacağı adam... Ve Abdurrahim Albayrak ile anlaşıyorlar. "Tanıtım kokteylinde tek örnek kravat takılmasını istedi Adnan Polat. Benim takacağım sarı-kırmızılı kravatı da gönderdi. Ben o kravatı bağlarken, 'gelme' diye telefon geldi" diyor. Düşünebiliyor musunuz? Niye? Çünkü Özhan Canaydın ve onun arkasındaki lisecilere göre Abdurrahim Albayrak, Galatasaray'a yakışmayan bir kıro, bir maganda. Bunlar asiller, aristokratlar ya!.. ÖZTÜRK'Ü DE ALAMADI Fatih Terim'i bile bu takımın başına yakıştırmayan adamlar ya bunlar!.. Zamanında Adnan Polat için de "Ne işi var yönetimde" diyenler ya!.. Damdan düşen değil mi Adnan Polat? Halden bilmesi lazım değil mi? Abdurrahim Albayrak'tan ne farkı vardı Adnan'ın? Bu liseciler zamanında... Şimdi onu kukla olarak kullandıklarının farkında değil! Albayrak'ı yönetimine alamadı. Aldıktan sonra vazgeçti. Çünkü liseciler onu istemedi. Liseciler istemezse olmaz!.. Adnan Öztürk'ü alamadı. Çünkü Özhan ağabeyi dedi ki "Adnan'a değil, Mehmet Helvacı'ya vereceksin ikinci başkanlığı..." Özhan ile İnan Kıraç bozuştular ya!.. Şimdi o zaman bu Adnan Polat nasıl bir Adnan Polat'tır? Yönetimi kuracak. Bu kukla bir yönetimdir, başından çürük başlamış bir yönetimdir. Özhan Canaydın'ın adamlarının hepsi hemen hemen sürüyor, hepsi devam ediyor. Değişen bir şey yok. Son zamanlarda söylediğim bir laf var. 'Şaka' diye alıyor millet: Doğrudur. "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" diye bir laf var. O süreç başlamıştır. Çünkü yakında 'Galatasaray' diye bir şey kalmayacak. O zaman zaten herkes mecburen Fenerli olacak. Fenerbahçe de bu fırsatı iyi değerlendiriyor. Tesisleşme, kurumsallaşma ve sportif başarı anlamında oldukça iyi bir yol kat etti. Evet, olağanüstü iyi gidiyor. Olağanüstü iyi giderken, Galatasaray tepetaklak gitmektedir. Her şeyiyle. Denizli maçında futbol takımını gördünüz. Yönetimini de gördünüz. Bunun sorumlusu olan adam Adnan Polat. Ahmet Akcan'ı ve takımını izliyor olmak, Adnan Polat'ın bu kulübe neyi getirip neyi götüreceğini gösteriyor. Polat'ın en gözde olduğu branş değil mi futbol? Buyur işte!.. Akcan sahanın en iyisi Arda'yı kenara aldı!.. Detaya girmiyorum. Bu Ahmet Akcan yönetimini işbaşında tutan, bunca rezilliği göz göre seyreden, kendi kalesine golü atınca, utanmadan ayağa fırlayıp 'gol' diye sevinen Galatasaray Başkanı. Utandım. Televizyonda o final sahnesinde Adnan'ı seyrederken utandım. Ben olsam başımı öne eğerdim, yüzüm kızarırdı. Her maçın 90. dakikasında bir Denizli kalecisi çıkmaz. Bitmiş Galatasaray... Bitmiş. Yönetimiyle bitmiş, oyuncusuyla bitmiş, futbol oynayan adam yok. Galatasaray'ın maç boyunca 9 korneri var, 5'ini farklı oyuncu atmış. Böyle bir şey olur mu? Fenerbahçe'nin her kornerinde gol tehlikesi doğarken, Galatasaray korner çalışması yapmamış. Sen mükemmel futbol oynarsın, allak bullak edersin rakibi de duran topa ihtiyacın olmaz. Duran topa kim vuracak belli değil, korneri kim atacak belli değil! Elle attığı taçların yüzde 80'i rakibe gidiyor. Taç atmayı bilmiyor bu takım!.. Olacak şey değil. Adnan Polat bu takımla iftihar edecek ve ondan sonra Galatasaray'ı kurtaracak. Hadi canım sende!..

Bilet çılgınlığı

Bir taneden fazla verilmedi

Fenerbahçe'ye gönül verenler, dün tam bir bilet çılgınlığı yaşadı. Bunu yaratan da Chelsea ile 2 Nisan’da Saracoğlu’nda oynanacak Devler Ligi Çeyrek Final ilk maçıydı. Kulüp tarafından dün satışa sunulan biletler sadece kongre üyeleri ve Taraftar Kart sahiplerine satılırken, Biletix gişeleri ve statta uzun kuyruklar oluştu. Açıklanmadığı için fiyatını bilmeden kuyruğa girenler, saatlerce bekledikten sonra 50-350 YTL’den satılan biletlerden ancak birer tane alabildi.

Ogün Altıparmak kuyrukta

Kulübe yaptıkları başvuruya, “Siz de kuyruğa gireceksiniz” yanıtı alan bazı kongre üyeleri ile güvenlikçiler arasında tartışma ve kavga yaşandı. Kongre üyelerinin, “Biz 10 bin YTL verip üye oluyoruz, 30-40 YTL’ye Taraftar Kartı alanlarla aynı muameleyi görüyoruz” diye isyan ettiği gözlendi. Bu arada eski futbolculardan Ogün Altıparmak’ın da kuyruğa girerek bilet aldığı görüldü. Daha önce birçok maçta toplam bilet alan derneklere bu kez tek bir bilet bile verilmedi.

24 Mart 2008 Pazartesi

Semih'in kehaneti tuttu


20 Mart Perşembe günü Fenerbahçe'nin internet sitesine konuşan ve "Bu hafta lideriz" diyerek iddialı bir açıklama yapan Semih Şentürk, yaptığı bu tahminde yanılmadı. Cuma günü Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'yı 3-0 yendiği maçtan sonra haftaya lider giren Beşiktaş'ın İstanbul Belediye'ye 2-1 yenilmesinin ve Galatasaray'ın da Denizlispor'u 2-1 yenmesinin ardından averajla lider olan Fenerbahçe, bu sezon ilk kez liderlik koltuğunu ele geçirdi. Beşiktaş ve Sivasspor'un 2 puan, aynı puana sahip olduğu Galatasaray'ın da 1 gol önünde liderlik koltuğuna oturan sarı-lacivertliler, sezon başından bu yana ilk kez liderlik sevincini tattı.


ZİCO'DAN FORMA SİNYALİ


Öte yandan teknik direktör Zico'nun Kasımpaşa maçı sonrası "Semih çok formda. Forveti ikileyeceğim" açıklamasının ardından, golcü futbolcunun Kezman ile ileri ikilide birlikte görev yapması bekleniyor. Beşiktaş ve Chelsea gibi iki önemli maç oynayacak olan Fenerbahçe'de, Semih'in bu karşılaşmalara özel olarak hazırlandığı öğrenildi.

Fener-Chelsea biletlerine hücum

Telefonlar susmadı

2 Nisan Çarşamba günü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak Chelsea maçı, Fenerbahçe için tarihi bir önem taşıyor. Sarı-Lacivertliler, ilk maçta alacakları iyi bir skorla avantaj sağlayıp, Devler Ligi’nde yarı final kapısını aralama derdinde. İşte böylesine öneme sahip maçı tribünden izlemek isteyen taraftarlar da, günlerdir bilet arayışında. Kulübün ve Fenerbahçe derneklerinin telefonları susmazken, sadece Türkiye değil, Avrupa’nın dört bir yanından talep olduğu belirlendi.Fiyat açıklanmadıDaha önce birçok maçta kulüpten toplu bilet alarak, üyelerine ve dışarıdan isteyenlere satan Fenerbahçe dernekleri, ellerine bu kez bilet geçmediği için ancak sipariş alabildi. Ancak kulüpten yapılan açıklamada, bugün satışa sunulacak biletleri sadece kongre üyeleri ve Taraftar Kart sahiplerinin alabileceği duyuruldu. Yani ilk kez genel satış yapılmayacak. Açıklamanın ilginç noktası, biletlerin fiyatlarının açıklanmamasıydı. Bilet almak isteyenler, fiyatını anında öğrenebilecek.

Söylenti dolaşıyor

Bu maç için Fenerium ve Migros tribünlerinin biletleri satılacak. Fenerium tribünü alt bölümü UEFA tarafından kapatıldığı için, satışa önceki maçlara göre az bilet sunulacak. Bu arada bazı kombine sahiplerinin kartlarını bir maçlığına satılığa çıkardığı söylentileri dolaşmaya başladı. Ancak kongre üyeleri, “Kim böyle bir maçı kaçırmak ister ki? Chelsea’yi kaç kez izleyebileceğiz. Bu işte bir iş var. Dolandırıcılar olabilir” diyerek, herkesin dikkatli olmasını istediler.

Tarih tekerrür edecek mi?

Dev adım atmıştılarTarih 5 Mayıs 2007... Beşiktaş ile Fenerbahçe, İnönü Stadı’nda şampiyonluğu belirleyecek önemde bir maça çıkıyor. Lider Fenerbahçe’nin 60, takipçisi Beşiktaş’ın 58 puanı var. Üçüncü Galatasaray 54 puanda. Derbinin 12. dakikasında Tuncay’ın pasında topla buluşan Kezman, ağları havalandırıyor. Kanarya, 90 dakikayı 1-0’lık galibiyetle tamamlayıp, puan farkını 5’e çıkartıyor ve şampiyonluk yolunda dev bir adım atıyor. Tarih 29 Mart 2008. Yine bir Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi.İlginç bir tesadüfFenerbahçe, İnönü Stadı’na yine rakibinin 2 puan önünde gidiyor. Ve derbi, yine şampiyonluk yolunda iki takım açısından da çok büyük öneme sahip. Sarı-Lacivertli futbolcular, Beşiktaş’ın puan kaybıyla 1 puan geriden, 2 puan öne geçmelerinin ilginç bir tesadüf olduğunu vurgularken, “Demek ki, tarih yine tekerrür edecek. Beşiktaş’ı İnönü’de bir kez daha yenip, puan farkını 5’e çıkaracağız. Kazanırsak, hem şampiyonluk yolunda avantaj yakalayacak hem de büyük moral kazanacağız” diye konuştu.Ve Fenerbahçe liderGeçen sezonun şampiyonu Fenerbahçe, bu sezon 27. haftada ilk kez liderlik koltuğuna oturdu. Haftaya lider giren Beşiktaş, 4. tamamladı. Galatasaray, 2. sıradaki yerini korurken, Sivasspor ise bir basamak yükselip 3.’lüğe çıktı.

23 Mart 2008 Pazar

Bu dörtlü lige bedel!


ŞAMPİYONLAR Ligi’nde çeyrek finale kalarak Avrupa kupalarındaki en büyük başarısına imza atan Fenerbahçe, ligde de doludizgin... 27 maçta rakip fileleri 59 kez havalandırıp ligin en golcü ekibi olan sarı lacivertlileri, Semih, Alex, Kezman, Deivid dörtlüsü sırtlıyor. 59 golün 43’ü yani yüzde 73’ünde imzası bulunan bu dört futbolcu, asistte (gol pası) de ön plana çıkıyorlar.Golde olduğu gibi asist sıralamasında (42 gol pası) da ligin en iyisi olan Fenerbahçe’de muhteşem dörtlü, 24 asistle (yüzde 57) toplanan puanlara doğrudan etki ettiler.Semih, Alex, Kezman ve Deivid, 18 takımlı Süper Lig’de 17 rakibin 15’indan daha fazla gol attı. Yalnızca 49 golü bulunan Galatasaray ve 43 gollü Beşiktaş’ı geçemeyen bu dört oyuncunun geride bıraktığı takımlar ve o takımların attıkları goller şöyle...Kayserispor: 42, Sivasspor: 39, Trabzonspor, İstanbul BŞB: 37, Gençlerbirliği ve Vestel Manisaspor: 35, Denizlispor: 33, Gaziantepspor: 30, Bursaspor ve Konyaspor: 28, Ankaragücü, G.Birliği OFTAŞ: 27, Ç.Rizespor: 26, Ankaraspor: 24, Kasımpaşa: 19.Semih golde, Alex asistte liderÇoğu ikinci yarıda olmak üzere 27 maçın 20’sinde görev almasına rağmen rakip fileleri 14 kez havalandıran Semih Şentürk, gol krallığı yarışında zirvede. Geçen sezonun gol kralı Alex de Souza ise asist krallığında... 10 asisti ve 10 golü bulunan Brezilyalı yıldız, aynı sayıda gol atan takım arkadaşı Kezman ve 9 golü bulunan Deivid’le birlikte gol krallığı yarışında Semih’in en önemli rakipleri. 10 golle asist krallığında zirvede yer alan Alex’i bu alanda 6 asistle Deivid, 5 asistle Semih, 4’er gol pasıyla Vederson ve Gökhan izliyor. 10 golü bulunan Kezman’ın ise 3 asisti bulunuyor.

Semih: Zico'ya tavrım yok

Ligde Aykut Kocaman’ın gol kralı olduğu 1994-1995’in ardından, 12 sezon sonra geçen sezon Alex’le gol kralı çıkaran Fenerbahçe’de, bu kez Semih gözünü krallığa dikti. Semih 14 golle şu an zirvede bulunuyor.Fenerbahçe’de ikinci yarılarda oyuna girerek maçların skorunu değiştirmeyi başaran Semih, gol sevinçlerinden sonra yaptığı hareketlerin Teknik Direktör Zico’ya bir tepki olmadığını söyledi.Tecrübeli oyuncu, Yasin’in duaları sayesinde gol attığını düşünerek, Konyaspor maçında bu yüzden yedek kulübesine işaret yaptığını, Kasımpaşa karşılaşmasında da arkadaşının yanına giderek teşekkür ettiğini belirtti.Semih, kamuoyunda oluşan, “Zico’ya tepki veriyor” düşüncelerine karşı çıkıp, “Benim öyle bir tavrım yok. Zico’ya tepki olsun diye değil, bana sürekli dua okuyan takım arkadaşıma teşekkür etmek ve golden sonra onun isteğini karşılamak için böyle davrandım. Başarımda Yasin’in dualarının önemi olduğunu düşünüyorum. Kimseye tepkili falan değilim. Hocamla da aramızda sorun yok” diye konuştu.

22 Mart 2008 Cumartesi

Basın Fener'in galibiyetini yazdı


GÜRCAN BİLGİÇ: RAĞMENE RAĞMEN (SABAH)


Zico böylece oyuna ne kadar etki edebilen, maçın kaderini bir değişiklikle değiştirebilen " usta (!)" bir teknik adam olduğunu da kanıtladı. Konya'da da maçı bir değişiklik yapıp, Semih'i oyuna alarak maçı kurtarmış ve üç puanın en önemli karar organı olmuştu. Kendi sahasında lig sonuncusuna karşı yine Kezman'ı tek forvet oynatarak risk almadı. Rakibinin kapanarak kurduğu tuzağa düşmedi. Semih'i baştan ya da Kezman ile ikili oynatsa, bu beklenmeyen sürpriz hamlesi ile maçı döndürmesi de mümkün olmayacaktı. Tebrikler. Üst üste uyarılar var. Bursa, Ankaragücü, Konya ve Kasımpaşa Şampiyonlar Ligi Fenerbahçe'nin tüm birimlerini rüyalar alemine taşıdı. Dünkü temposuzluğun birinci nedeni Alex'in geri plana çekilmesi olsa da, iki bekin (Vederson, Gökhan) bindirme yapmaması, etkisiz kalması göz ardı edilmemeli. Kasımpaşa çekinmeden rakip sahada baskı kurup, iki beki de açıklarıyla kovalıyorsa, en azından ikinci yarı başlarken sahadakilere "farklı bir şeyler yapın" komutu gelmeliydi. Fenerbahçe'nin kendine gelmesi için gol yemesi gerektiği düşünülüyordu ki, 100 milyon euroluk takımın çilingiri Semih oldu. Yine de zorlu haftalar öncesinde kazanmak önemliydi." Rağmenler " yine iş başında ve zorlu maçlar Fenerbahçe'yi bekliyor.


KAZIM KANAT: SEMİH'İ ANLAMAK! (SABAH)


Fenerbahçe'yi yenmenin tek yolu var: O da önce Fenerbahçe'yi durdurmaktır. Uğur Tütüneker'in maç planlaması mükemmeldi.Fenerbahçe patronu Zico'nun maç planlaması nasıldı derseniz, 'Skandal' derim. Şundan: Türkiye Ligi'nde en çok gol yiyen takım (49 gol) Kasımpaşa'ya karşı, Türkiye Ligi'nin gol kralı adayını oynatmıyorsanız "Bunun yorumu yok" derim. 1-Takıma katkısı olmayan Selçuk Şahin'in çıkması sıfır riskti. Şentürk'ün oyuna girmesi ile Kasımpaşa savunması sorun yaşadı. 57 dakika sadece Kezman'ı kontrol eden AskouAkyel ikilisi son 33 dakika Şentürk'ün de peşine düştü. Savunmada disiplin kaybolunca Alex, Şentürk ve Deivid gollerini attılar. 2-Fenerbahçe hücumlarda Kezman'ın önüne uzun top atmak yerine pas yaparak hücuma çıkmaya başladı. İşte bu düşüncenin sonucu Kasımpaşa çaresiz kaldı. Tütüneker'in takımı hücuma çıkarması da sorunu çözmedi.


SELÇUK YULA: YOLA DEVAM (FOTOMAÇ)


İkinci devre herkes gibi biz de "Semih ne zaman oyuna girecek'' diye bekledik. Zico da beklenen değişikliği geciktirmedi. 58. dakikada Semih, çıkana kadar çok top ezen ve çok top kaybeden Selçuk'un yerine girdi. Girdikten sonra dengeler Fenerbahçe'nin lehine bozuldu. Arka arkaya pozisyonlar gelmeye başladı. İlk golde Gökhan'ın Alex'e güzel bir asisti var ama Gökhan'a o topu taşıyan Semih'i unutmamamız gerekir. İkinci golde yine Alex'in vurduğu topun kaleciden dönmesini takip eden Semih taraftarları rahatlattı. Son dakikalarda da önümüzdeki hafta Beşiktaş maçında oynamayacak olan Deivid attığı golle taraftarlarını selamladı. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe istediği zaman istediği şeyleri yapabilen bir takım. Her zaman söylüyoruz, yeter ki istesin. Dün akşam Uğur Boral bozuk günündeydi, Selçuk da öyle. Önemli değil. Bu çocukların dün açıklanan Milli Takım kadrosunda yer aldılar. Ve bir maç kötü oynadılar diye kimseyi yerin dibine batırma niyetimiz olamaz.


HADİ TÜRKMEN: KONTROL FENER'DE (FOTOMAÇ)


Bıraktığı lige son haftalarda yeniden dönen Kasımpaşaspor onurlu mücadelesini dün akşam da Saracoğlu'nda yine sürdürdü. İlk 45'te Fenerbahçe rakibine karşı üstün taraf olarak görünse de kendinden beklendiği gibi hakim taraf değildi. Yetenekli ve kaliteli oyunculardan kurulu sarı-lacivertliler topla iyi buluşup paslaşmalarına rağmen lacivert-beyazlıların koşan ve kapanan oyuncularını bir türlü delip gole gidemediler. Beşiktaş maçında sarı kart görmesi nedeniyle oynayamayacak duruma düşen Deivid, ikinci yarının Fenerbahçe adına en kötü olayıydı. Teknik direktör Zico, 50. dakikada Selçuk'un yerine Semih'i oyuna sürdü ve çift santrafora dönerek oyuncularından skor beklediğini açıkça belirtti. Günün başarılı isimlerinden Kezman eğer yakaladığı fırsatlardaki son vuruşları da yapabilse skor daha önceden farklı olurdu. 85. dakikada Alex'in sert şutu kaleciden dönünce her zamanın fırsatçısı ve takipçisi Semih yine görevini yaptı ve ondan tribünlerin beklediği golünü attı. 90+3'te ise günün manen yaralı adamı Deivid kapanış golünü atarak skoru 3-0'a taşıdı. Bu maçta da gözüktü ki Fenerbahçe şampiyonluktaki önemli rakiplerinin zorlandığı Kasımpaşa karşısında istediği anda rahatlıkla galibiyete ulaştı.


NECATİ BİLGİÇ: SEMİH GİRİNCE (FOTOMAÇ)


Ve gecenin en kötüsü Deivid uzatmanın sonlarında Kezman'ın kendi sahasından götürüp, verdiği pasla skoru ilan etti: 3-0. F.Bahçe ve özellikle Kezman rekor sayıda gol pozisyonu bulmasına rağmen değerlendiremedi. Pas hataları ve son noktalardaki bencillik de gol sayısının üçte kalmasına neden oldu. Kasımpaşa, Uğur Tütüneker'le futbol olarak iyi bir yere gelmiş. Kasımpaşa, F.Bahçe'nin kanat akınlarını kestiği ilk yarıda başa baş oynadı ama sarı-lacivertli takımın aslarını durduramadığı için sahadan golsüz ve puansız ayrıldı. Maçın genç hakemi Hüseyin Göçek karşılaşmayı önemli bir hata yapmadan bitirdi. Beşiktaş maçında cezası nedeniyle oynayamayacak olan Deivid'e gösterdiği sarı kart da haklıydı.


CAN BARTU: TABLO GENE AYNI (HÜRRİYET)


Bu kadar aciz mi olur bir takım oyun kurmakta. Attıkları ilk korner, ilk yarının uzatma dakikalarında. Koca devrede Kezman'ın iki şutu var sadece. Onun dışında akını bile yok. Çöpe giden bir ilk yarı oynadı F.Bahçe. Böyle bir takım olur mu? Seyirci de protesto ediyor. Eder tabiki, böyle bir takımı görmek istemiyor F.Bahçe seyircisi.Semih diye bir golcün var. İleride Kezman'ı tek başına bırakıyorsun. Adam, topu ayağına alıp rakip savunma oyuncularının arasında boğuşuyor. Yine de elinden geleni yapıyor. Sok Semih'i oyuna o da rahatlasın, Alex de topu araya atacak adam bulsun. Ama Zico yine inat ediyor. Konya maçında olduğu gibi Semih dün gene ikinci yarıda oyuna giriyor, Zico'yu da maçı da kurtarıyor. Fenerbahçe'ye 3 puan getiren isimlerden biri oluyor her zamanki gibi.Maldonado diye üst düzey bir oyuncu aldılar. Üstelik Zico aldırdı, adamı kulübeye mahkum etti. Son dakikalarda oyuna sokuyor. Bu adamı kazanmak istiyorsan oynatacaksın. Ama Zico, onu soğutmak ve köreltmek için her yolu deniyor.Fenerbahçe, günü kurtardı. İkinci yarıda biraz silkindi o da Kasımpaşa'ya yetti.

Dilmen isyan etti

Ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe'nin 3-0 kazandığı Kasımpaşa maçını yazdı.

Takımı ateşleyen ise Zico'nun çift forvete dönmesi oldu. İşte Rıdvan Dilmen'in isyanı da buna oldu. Semih'in girmesiyle oyunun şekli değişince Rıdvan, Brezilyalı hocaya Görünen köy kılavuz istemez dedi. Her haft aynı şeyleri yazmaktan okuyucuların da sıkıldığını kabul eden usta yorumcu, Kasımpaşa maçı için şunları yazıyor: Görünen köy kılavuz istemez(...)Aslında zor bir şey değil futbol. Biz zorlaştırıyoruz. Rakip Konya iki maçta 11 gol yemiş. Tek forvet oynuyorsunuz. Sevilla’ya karşı oynar gibi. Golü yedikten sonra 4-3-1-2’ye dönüyorsun. Bir anda 60 dakika pozisyonu olmayan Fenerbahçe dört gol atıyor. Hadi ders çıkarmadın, ligde uzatmaları oynayan Kasımpaşa’ya karşı yine tek forvet başlıyorsun. 45 dakika boyunca rakibin 4-5 korner atıyor, pozisyonun yok. 45+1’de güç bela bir korner atıyorsun. Konya’daki gibi Semih’i sokuyorsun, maç üçe gidiyor. Daha fazlasını da kaçırıyorsun. O dakikaya kadar bol pas yapan, seni kalesine yaklaştırmayan Kasımpaşa yarı sahayı geçemiyor. Semih’e haksızlık Türkiye liginde Kasımpaşa, Konya gibi zayıf rakiplere karşı oynarken, iki forvetin arkasında Alex ve dirençli bir orta saha lazım. Böyle bir sistemde puan kaybetme şansın çok az. Fenerbahçe iki maçta toplam 70 dakika iki forvet oynadı, 7 gol attı. 110 dakika tek forvetle oynadı, pozisyona giremedi. Haa bu arada Semih’e de haksızlık yapıyorsunuz. Ligin gol kralını kulübede oturtuyorsunuz. İnşallah yedi hafta kala ders alınmıştır. Avrupa’da mükemmel yönetim gösteren Zico’nun, Türkiye’de maçları oyunun sonunda değil, başında çözmesi lazım. Maç başından itibaren Fatih - Askou hayatlarının en rahat maçını oynarken, ikinci forvet girince kimi tutacaklarını şaşırdılar. Beşiktaş maçı öncesi bu galibiyet moral oldu. Kontrollü oynayan Fenerbahçe için cezalı duruma düşen Deivid ise büyük kayıp.

Fenerbahçe'de Deivid şoku

Fenerbahçe gelecek hafta sonu Beşiktaş ile oynayacağı kritik derbiye önemli bir asından yoksun çıkacak. Sarı-Lacivertliler’in, Kasımpaşa’yı 3-0 yendiği maçın ikinci yarısının hemen başında topu elle kestiği için sarı kart gören Deivid de Souza cezalı duruma düştü. Sezonun flaş isimleri arasında yer alan ve dün gece kapanış golünü kaydeden Brezilyalı yıldız bu önemli karşılaşmada takım arkadaşlarını yalnız bırakacak. Bu arada sınırda bulunan bir diğer futbolcu Sırp Mateja Kezman ise dün sarı kart görmediği için dev maçta forma giyebilecek.

21 Mart 2008 Cuma

Fenerbahçe'ye İngiliz işkencesi


Fenerbahçe takımının, Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea ile İngiltere’de oynayacağı maça vize almak amacıyla topluca İngiliz Konsolosluğu’nun görevlendirdiği bir firmaya giderek parmak izi vereceği, özel vize fotoğrafı çektireceği öğrenildi. İngilizlerin uygulamaya koyduğu yeni yönteme göre vize işlemlerinde konsolosluğun görevlendirdiği aracı kuruma bizzat başvurmak gerekiyor. İngiltere vizesi almak için önümüzdeki hafta bu kuruma gidecek olan Fenerbahçeli oyuncuların ve teknik heyetin parmak izleri alınacak. Takımın vize işlemlerinin evrak detayı kulüp çalışanlarınca yapıldı.Bu arada Premier Lig’de Tottenham ile 4-4 berabere kalan Chelsea’nin menajeri Avram Grant, Fenerbahçe sınavı için yorum yapmazken, Chelsea’nin büyük maçlarda neden istediği başarıyı bir türlü gösteremediği sorusuna, “Kazandığımız maçlar normal oluyor da kaybettiğimiz maç neden büyük oluyor” cevabını verdi.

Grant dalga geçti, ama son gülen iyi güler!

Fenerliler kızacak...

Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kalarak tarih yazan Fenerbahçe’de herkes Chelsea maçlarını merakla beklerken, İngiliz temsilcisinde sorunlar bitmek bilmiyor. Premier Lig’de son olarak Tottenham ile 4-4 berabere kalarak büyük yara alan Chelsea’de gözler teknik direktör Avram Grant’ta. FANATİK yazarı Edip Adanır, İsrailli çalıştırıcı ile buluştu ve bu kritik dönemde müthiş bir söyleşi yaptı. Grant’ın açıklamaları Fenerbahçeliler’i bir hayli kızdıracak cinsten:Barnsley’den iyiler...Evet, Tottenham maçını kazanmalıydık ancak bu gibi kazalar herkesin başına gelir. Zaten bir sürü dedikodular var. Ölüm tehtidleri alıyorum. Yerime Rijkaard’ın geleceği söyleniyor. Bunları düşünmüyorum bile. Çünkü önümüzde çok önemli maçlar var. Fenerbahçe ile çok kritik 2 karşılaşma yapacağız. Açıkçası Fener hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Tanımıyorum desem daha doğru olur. Ancak kupadan elendiğimiz Barnsley’den daha iyi oldukları kesin...Kovulsam da farketmezZaten Şampiyonlar Ligi’nde son sekize kalan takımların iyisi veya kötüsü diye bir şey olamaz. Golcülerimin şu aralar formsuz olduğu bir gerçek ancak biz dünyanın en iyi orta sahasına sahibiz. Golcülerimiz susarsa, Essien, Cole, Lampard, Ballack ve Phillips konuşur. Kimseden de çekinmiyoruz. Fenerbahçe maçları tabii ki önemli ancak Arsenal maçına da aslarla çıkacağım. Geleceğim belirsiz, kovulsam bile farketmez, Abramovich ile daima dost kalacacağız...

20 Mart 2008 Perşembe

Fenerbahçe tarih yazdı


Muhteşem seyirciyle bütünleşen sarı lacivertiller, resital sunan Solomon’la geceyi aydınlattı. İspanyol boğasına diz çöktürdü. Madrid yolculuğunda Siena ile eşleşti. İlk maç İtalya’da.ULEB Cup’ta Beşiktaş Cola Turka ile G.Saray Cafe Crown’ın çeyrek finale kalarak tarih yazmalarının ardından F.Bahçe Ülker de modaya uyarak Avrupa’da tarih yazdı, son 8 takım arasına girdi. Euroleague E Grubu 6. ve son maçında bileği bükülmeyen TAU Ceramica’yı konuk eden sarı lacivertliler, rakibini sahadan sildi ve mütevazı kadrosuyla ilk kez çeyrek final sevinci yaşadı: 75-59. Bu sene hiç kimse, F.Bahçe Ülker’in bu genç kadrosuyla buralara geleceğine inanmıyordu. Ancak oyun kurucu Solomon, öyle usta işler çıkardı ki, sarı lacivertli ekip hiçbir zaman ümidini kaybetmedi. Solomon coştu, coşturduDün de oyuna Solomon’la (28 sayı, 4 ribaund, 4 asist) hızlı başlayan temsilcimiz, onun üst üste attığı üçlüklerle hemen öne fırladı. İlk yarı boyunca üçlük yüzdesinin üst seviyede olması, Solomon’ın oyunu iyi kontrol etmesi, attığı ve attırdığı sayılarla Fenerbahçe farkı bir ara 23 sayıya kadar çıkardı. TAU Ceramica, oyunu pota dibine indirdiği anlarda farkı azaltabildi. Bu bölgede Splitter, İspanyol ekibini ayakta tutan oyuncu oldu. Bu maçın yıldızı her zaman olduğu gibi Solomon’dı.Fenerbahçe Ülker’e maçı kazandıran diğer bir unsur da iyi savunma yapmalarıydı. Bunun yanı sıra James White’ın 11 sayı atması, Rasim’in kritik anlarda attığı üçlükler, Semih, Oğuz ve Ömer Aşık’ın pota dibindeki dirençleri sarı lacivertlileri tarihinde ilk defa çeyrek finale taşıdı. Önceki gün Akatlar’da Beşiktaş lehine gördüğümüz muhteşem seyirci desteğini bu kez dün Abdi İpekçi’de gördük ve bu destek F.Bahçe Ülker’i çeyrek finale taşıyan ikinci bir güçtü. Bu turdaki rakip Montepaschi di Siena. Bu seyirciyle ve Solomon’la, bu genç kadro dezavantajına karşın Madrid’deki Final Four vizesi alınırsa kimse şaşırmasın.

Carlos'tan finale davet

Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, 11 yıl formasını giydiği Real Madrid'e sürpriz bir ziyarette bulundu. Sakatlığı bulunan sambacı, Paskalya Bayramı'na denk getirerek kulüpten izin aldı ve İspanya'ya gitti. Real Madrid'in idman sahasına giden ve soyunma odasında eski takım arkadaşlarıyla buluşan Roberto Carlos, "Gerçekten çok mükemmel oldu, heyecanlandım ve çok güldüm. La Liga'yı kazanmaları için bütün şansları diledim" dedi.

BİLETLERİ BEN YOLLARIM

Real Madridli futbolcuların da kendisine, "Şampiyonlar Ligi'ni kazanırsanız bize büyük heyecan tattıracaksınız" dediğini söyleyen Brezilyalı yıldız, Şampiyonlar Ligi'nde Roma'ya elenen dostlarına "Moskova'daki final için stada giriş biletlerini size yollarım" diye espri de yaptı. Carlos soyunma odasına girdikten sonra peşpeşe patlatılan espriler, kahkaha seslerinin dışarıya kadar taşmasına neden oldu.

BARÇA FİNALİNDE FAVORİYİZ

AS Gazetesi'ne de konuşan Roberto Carlos, Barcelona'nın Şampiyonlar Ligi'ni kazanma olasılığına ilişkin soruya, "Önce bizi geçmeleri gerek. Güçlü bir Chelsea ile oynayacağız ama Barcelona ile finalde karşılaşabiliriz. Bu finalin üzerine imza atarım! Tarafsız sahada oynanacak bir Barcelona-Fenerbahçe maçında favori biziz" ifadesini kullandı. Tecrübeli oyuncu, çok eleştirilen Ronaldinho için de "İnsanlar teşekkür etmeyi bilmiyor. O olduğu için Barça büyük takım. Benim için hep bir numara olacak" yorumunu yaptı.

Love'den Fenerbahçe'ye yeşil ışık

İtalya’nın ünlü futbol sitesi www.tuttomercatoweb.com, Fenerbahçe’nin önümüzdeki sezon güçlü bir kadro kurmanın planları içinde olduğunu belirtip, listede Halil Altıntop (Schalke), Vagner Love (CSKA Moskova), Hernan Crespo (İnter) ve Yassine Chikhaoui’nin (Zürih) olduğunu yazdı. Vagner Love, Fransa’nın ünlü dergisi France Football’un internet sitesine yaptığı açıklamada, Zico’nun kendisi için büyük anlam taşıdığını vurgulayıp, “Tabii ki, Fenerbahçe’de oynamak isterim” derken, İspanyollar da Fenerbahçe’nin, Bayern Münih’in Brezilyalı savunmacısı Lucio’yu istediğini yazdı. Lucio’nun da Brezilyalı oyuncuların fazlalığı nedeniyle Fenerbahçe’ye sıcak baktığı kaydedildi.

19 Mart 2008 Çarşamba

Aziz Yıldırım'ın ilk icraatı


İlk planda 14 hukukçunun adını diğer başkanlardan alan Yıldırım, bu kişilerin CV’sini titiz bir şekilde araştırdı ve en uygun 5 ismin kurula girmesini sağladı.KULÜPLER Birliği Başkanlığı’na seçilen Aziz Yıldırım, futbolda torpilin ortadan kaldırılabilmesi için radikal bir karara imza attı. Yıldırım, yasa gereği oluşturulan Uyuşmazlık Çözüm Kurulu için kulüp başkanlarından değişik isimler istedi. Başkan Yıldırım, kendisine sunulan listedekilerin CV’sini tek tek incelediğini ve tarafsız kişilerin adlarını Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na ilettiğini ifade etti.Futbol camiasına ve kurallarına herkesin sahip çıkması gerektiğini hatırlatan Yıldırım, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na girecek isimlerin, sadece bağlı bulundukları kulüplere değil, Türk futboluna hizmet etmesi gerektiğini bildirdi.


Kulüpler Birliği Vakfı olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na 5 isim vermeleri gerektiğini hatırlatan Yıldırım, kendisine ilk planda iletilen 14 ismin CV’sini incelemeye aldı.Adil ve dürüst olmalıFenerbahçe yöneticisi olan hukukçu Şekip Mosturoğlu ile birlikte bu görevi üstlenen Aziz Yıldırım, kulüp başkanlarından daha değişik isimler de istedi. Yıldırım, önceki yıllarda yapılan bazı icraatlara göndermede bulunarak, "Hangi kurulda olursa olsun, görev yapacak isimlerin adil ve dürüst olması gerekiyor. Adam kayırma ya da torpil gibi kavramların tamamen ortadan kaldırılması şart. Önemli olan doğru ve dürüst icraatların yapılmasıdır" dedi.Kulüpler Birliği Vakfı’nın yanısıra Profesyonel Futbolcular Derneği ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği olmak üzere 5’er üyeden 15 üyenin görev yapacağı Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, kulüpler ile futbolcular ve teknik adamlar arasındaki her türlü sorunu çözecek ve aldığı kararlar, bağlayıcı olacak. Aziz Yıldırım’ın bu isteği sonrası kulüp başkanları, 14 hukukçunun adını bildirdi. Yalazay başkan seçildiYıldırım, "Kurulda görev yapacak hukukçuların, futbola, spor mevzuatına ve uluslararası yapılanmalara çok hakim olması gerekiyor. Her birinin özelliklerini, tek tek gözönünde bulunduracağız" şeklinde konuştu.Tahkim Kurulu’nun görevini üstlenecek olan Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, 4 yıl görev yapacak. Yıldırım’ın bu girişimi sonucu tarafsız üyelerden oluşturulan kurul, futboldaki her türlü sorunu kesin çözüme kavuşturacak. Oluşturulan Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanlığı’na Av.Sait Yalazay getirilirken diğer üyeler şöyle:Kulüpler Birliği Vakfı tarafından atanan üyeler: Taylan Üner, Mehmet Ayhan Çopuroğlu, İrfan Coşkun, Selim Önen, Hasan Gürhan Onat, Profesyonel Futbolcular Derneği tarafından atanan üyeler: Zuhal Kızılot, Bülent Nuri Kurdoğlu, Ahmet Gürel, Boğaç Tolan, Doç. Dr. Burak Oder, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği tarafından atanan üyeler: Sarper Sarp, İsmail İnan, Mehmet Çayırpare, Doç. Dr. Hasan Ayrancı, Suat Kıymazarslan. Öte yandan Hukuk Kurulu Başkanlığı’na Doç.Dr İlhan Helvacı, başkan vekilliğine ise Emre Koçak seçildi.

Carlos, Zico'nun yardımcısı olacak

Don Balon’da yer alan röportajında kariyerinden, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki şansını kadar önemli açıklamalarda bulunan Roberto Carlos, aktif futbol hayatıne son verdikten sonra Teknik Direktör Zico ile birlikte çalışacağını söyledi. Carlos, “Zico’ya kendisinin altında antrenör olarak görev almak istediğimi söyledim. O da kabul etti” ifadesini kullandı. Zico’yu Fenerbahçe’ye gelmesinde önemli bir etken olarak nitelendiren Brezilyalı yıldız, “O dönemde İtalya, İngiltere ve Brezilya’dan çok ciddi teklifler aldım. Ama ben Murat Özaydınlı’ya söz vermiştim ve sözümü tuttum. Türkiye’yi tercih etmemin ne kadar doğru bir karar olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyorum” şeklinde konuştu.

EŞİ BENZERİ YOK

Real Madrid’te birçok yıldızın arasında iken, Türkiye’de farklı bir muamele gördüğünü kaydeden Brezilyalı oyuncu, “AmA Fenerbahçe’de her oyuncuyla eşitim” dedi. Türkiye’deki seyirci profilinin Madrid ve Barcelona’dan çok daha üstün olduğunu söyleyen RoCarlos, “Ben hayatımda böyle bir atmosfer görmedim. Tribünler saatler öncesinden doluyor. Televizyonlar maçtan çok önce yayına başlıyor” diye konuştu. Real Madrid’e Fener formasıyla Barnebau’da gol atması durumunda sevineceğini dile getiren Carlos, Chelsea eşleşmesi ile ilgili olarak da “Biz Sevilla’yı eleyerek gücümüzü gösterdik. Chelsea’den korkmuyoruz. Şanslarımız eşit” yorumunu yaptı.

17 Mart 2008 Pazartesi

Basın, Fenerbahçe'nin galibiyetini yazdı


ÖMER ÜRÜNDÜL: SEMİH DÖNDÜRDÜ (SABAH)F.Bahçe kötü bir futbol sergilediği ve skor dezavantajına düştüğü maçta Semih'in oyuna girmesiyle maçı çevirdi ve 3 puanı kazandı. Ligin ikinci yarısının ortasına gelinmiş, 4 takım arasında nefes nefese giden bir zirve yarışı var. Böyle bir tabloda her maç yüksek motivasyon ve büyük mücadele gerektiyor. Ama F.Bahçe'nin dün Konya'da ilk devredeki saha içi görüntüsü sanki bir formalite maçına çıkılmış gibiydi. Ağır çekim bir futbol, Sevilla maçının kahramanlarından Uğur Boral'ın ayakları yere basmıyor, Deivid vites düşürmüş, Kezman hiç yok, Gökhan Gönül de adeta topla ve zeminle kavga ediyor. Konyaspor ise direniyor gözükse de biraz zorlasan havlu atacak.Yenik duruma düşen Konyaspor risk alınca F.Bahçe iyice rahatladı. Geniş alanda gole gidecek apartlar şekillenmeye başladı. Sıkışık alanda son derece pasif bir görüntü çizen Kezman bu elverişli ortamı iki golle değerlendirdi. Ben yine inanıyorum ki bu maça rağmen Zico, Semih'e olan takıntısını devam ettirecek. Ama onun sakatlanması ve kritik maçlar öncesi oynayamayacak olması F.Bahçe için büyük dezavantaj olacaktır. Eğer dünkü maçta Semih kulübede olmasaydı F.Bahçe'nin bu maçı o futbolla çevirmesi muzice olurdu.Kısa süre oynama fırsatı bulan Maldonado ise fizik açıdan hazır değil ama her hareketiyle futbolu iyi bildiğini gösterdi.


GÜRCAN BİLGİÇ: ANLATABİLDİ Mİ, ANLAYABİLDİ Mİ? (SABAH)


Semih'in oyunda kaldığı 20 dakikada sonucu değiştirip, belki de Fenerbahçe'yi ipten almasını konuşmalıyız. Ya da o rezil ilk 45'in ardından, hiçbir değişiklik, hamle, dengeyi bozacak bir fikir olmadan ikinci yarının başlamasını da tartışabiliriz. Alex'in hükümdarlığının Fenerbahçe'yi yıkılmaz yaptığını, böyle bir oyuncuyu seyredenlerin hele hele statta görenlerin ne kadar şanslı olduğunu da belirtirsek yanlış olmaz.Konya takımı Fenerbahçe'ye karşı Ceyhun'un önünde iki forvetle oynayabiliyor. Şu Kezman'dan vazgeçemeyen Fenerbahçe'nin teknik direktörü, Semih ile oyuna başlamıyor veya sahayı gördüğü halde bu kararı vermek için gol yemeyi bekliyor. Alex'in performansı kadar iyi olabilen bir Fenerbahçe çıktı ortaya. Konya'da Deivid de muhteşem oynadı, defans bloğunda Edu da. Serdar'ın 1-0'dan sonra yaptığı iki önemli kurtarışa da dikkat çekilmeli. Ama oynamaya karar verdiğinde, Fenerbahçe kaptanı bir sel gibi çağlıyor. Rakibe bile oynadığı futbolu seyrettirecek kadar büyük olmayı başarıyor. Bugünün bu güzelliği önümüzdeki yılların sorunudur aslında. Alex'siz Fenerbahçe'nin nasıl bir takım olduğunu gördük. Ama bunlar bugünün konusu değil .


NECATİ BİLGİÇ: YORDU VE VURDU (FOTOMAÇ)


Turkcell Süper Lig'in en çok gol atan takımı Fenerbahçe, en çok gol yiyen takımı Konyaspor önünde adeta bu skorların tesadüfi olmadığını gösteren bir 90 dakika sergiledi.2. yarıda F.Bahçe'nin oyuna ağırlığını koyması beklenirken, Ceyhun'un direkten dönen şutunun Serdar'ın sırtına çarparak ağları bulmasıyla Konya öne geçti. F.Bahçe beklenen değişikliği yaparak, Selçuk'un yerine Semih'i oyuna aldı ve sarı-lacivert fırtına başladı.Önce sakatlanana kadar Semih, 13 dakikada iki gol atarak maçı misafir takımın lehine çevirdi, daha sonra da ortaya çıkan Kezman güzel iki golle farkı artırdı. Sarı-lacivertli takımda gol paslarını vermesine rağmen Gökhan, Deivid, Uğur ve Vederson beklenen futbolu sergileyemediler. Konya sonucu değiştirmek için tüm tehlikeli oyuncularını sahaya sürdü ama rakip defans ve kaleci Serdar bunları durdurmayı bildi. Maçın genç hakemi Kamil Abitoğlu da 'Fenerbahçe'ye penaltı verilmez' kuralını sürdürdü ve 28. dakikada Aurelio'nun ceza sahası içinde kaçırmak istediği topu Mihajlov'in koluyla kesmesine göz yumdu.


SELÇUK YULA: KİM TUTAR FENER'İ? (FOTOMAÇ)


Patates tarlasını andıran sahada her iki takım futbolcularının gösterdiği mücadeleyi ve atılan 5 golü alkışlamak gerek. F.Bahçe, tekniği çok yüksek bir takım. O yüzden saha kötü de olsa rakibi karşısında bir üstünlük sağlayabiliyor. İlk 45 dakika 0-0 bitti. Ama girilen çok pozisyon vardı. Bunların atılmaması F.Bahçe adına şanssızlıktı. Şu maçta Alex'i unutmak mümkün mü? Gerçi her hafta övgüler gönderiyoruz. Ama inanın ki kesinlikle buna layık bir futbolcu. Böylesine milimetrik paslarla takım arkadaşlarını pozisyona sokan bir futbolcuyu Brezilya Milli Takımı Teknik Direktörü Dunga acaba ne zaman görecek? Geçen seneden beri adamı göndermek için yapmadığını bırakmayan F.Bahçeli medyanın bir kesimi, herhalde Deivid gerçeğini her geçen gün daha iyi görüyordur. İşte Semih'in attığı iki golde Deivid'in "al da at" dercesine yaptığı iki asist... F.Bahçe, Avrupa'da iyi gidiyor. Ligde de iyi gidecek. Bu ortada. Lugano ve Edu gibi arkayı sağlama almış 2 stoper, önde Aurelio gibi (ki Milli Takımımıza da büyük faydalar sağlayacak) müthiş bir kesici ve oyun kurucu. Kanatları müthiş birer gelişmen olarak kullanan Gökhan Gönül-Uğur Boral ikilisi. Önlerinde de Türkiye'nin en fazla gol atan forveti. Daha ne olsun ki? Kim tutar bu Fener'i?..


HAKKI YALÇIN: ALTIN ANAHTAR (FOTOMAÇ)


Konyaspor'un beraberliğe can atan tavrına uyum sağlamış bir Fenerbahçe izledik ilk yarıda. Takımda garip bir sükunet vardı. Buruşuk zemini, Fenerbahçe'yi içine çeken derin kuyu olarak değerlendirsem de, futbolcular arasındaki uyumsuzluk dikkat çekiciydi. Bilgiç ayaklarda, yolu kesilen karıncaların telaşı hissediliyordu. Tedirgin bir ilk yarı izledik.Gökhan Gönül'e yine parantez açmalıyım. Onda rakibine yılgınlık veren bir rüzgar uğultusu var. Bir saniye bile kaytarmayan bir aşkın ta kendisi var. Görünen o ki, Fenerbahçe'nin tarihinde bu gencin ismine özel bir yer var. Maldonado'nun anlık resitalinde, ruhundaki görkemle, ayağındaki sadeliğin buluşmasını görünce bağırdım. "Aranan kan bulunmuştur!"

16 Mart 2008 Pazar

Fenerbahçe Konya'yı dağıttı: 4-1


KONYA: 1-4 :F.BAHÇE


Turkcell Süper lig'deki Konyaspor-Fenerbahçe karşılaşmasının ilk yarısı 0-0 berabere tamamlandı.


Stat: Atatürk

Hakemler: Mustafa Kamil Abitoğlu, Serkan Gençerler, Erhan Sönmez

Konyaspor: Damir, Erkan, Ömer, Milos, Da Silva, Mustafa Er, Yusuf, Erman, Ceyhun, Veysel, Murat Hacıoğlu

Fenerbahçe: Serdar, Vederson, Lugano, Edu, Gökhan, Selçuk, Aurelio, Alex, Uğur, Deivid, Kezman


MAÇTAN DAKİKALAR


Karşılaşmanın ilk 45 dakikasında gol olmadı. Ekipler soyunma odasına 0-0'lık eşitlikle gitti.


MAÇIN İKİNCİ YARISI


2. yarıya Fenerbahçe başladı 48. dakika. Konyaspor Ceyhun'un golüyle Fenerbahçe karşısında öne geçti.Sağ kanattan etkili gelişen atakta Ceyhun ceza sahası içinde topla buluştuğu anda şutunu attı. Direkten dönen meşin yuvarlak yerdeki Kaleci Serdar'ın sırtına çarparak Fenerbahçe ağlarına gitti.Konyaspor, Ceyhun'un golüyle Fenerbahçe karşısında 1-0'lık üstünlüğü yakaladı. 59. dakika. Fenerbahçe Semih'in golüyle Konya deplasmanıda beraberliği yakaladı. Hızlı gelişen atakta sağ kanatta topla buluşan Deivid ceza sahasına yerden pasını çıkarttı. Semih boş pozisyonda meşin yuvarlağa ayak koyarak Konya ağlarına havalandırdı.Fenerbahçe Semih'in golüyle Konya karşısında skoru 1-1 yaptı. 60. dakika. Fenerbahçe Semih'in golüyle Konya karşısında üstünlüğü yakaladı.Savunmanın arkasına sarkan Deivid boş pozisyondaki Semih'i gördü, Semih boş kaleye vurdu ve topu ağlara gönderdi. Fenerbahçe Semih'in 2 dakika içinde attığı gollerle Konya karşısında 2-1 öne geçti. 81. dakika. Fenerbahçe 3. golü Kezman ile buldu. Sağ kanattan hızlı gelişen atakta Gökhan Gönül rakip kaleye sokulduğu anda ceza sahasına ortasını yaptı. Kezman topu kontrol edip rakibini oyundan düşürdükten sonra Kaleci Damir'in yanından ağları havalandırdı,Fenerbahçe, geriden gelip Kezman'ın golüyle Konya karşısında skoru 3-1 yaptı. 84. dakika. Fenerbahçe 4. golü Kezman ile buldu. Hızlı gelişen atakta Maldonado ceza sahası içindeki Kezman'a pasını bıraktı. Sırp golcü topu kontrol ettiği anda şutunu attı. Meşin yuvarlak Damir'in yanından Konya ağlarıyla buluştu. Maçbu sonuçla tamamlandı.

Zico, Wagner Love'nin peşinde

Brezilyalı hocanın, CSKA Moskova’da forma giyen vatandaşı Vagner Love ile temasa geçerek sarı-lacivertli formayı giymesi konusunda ikna etmeye çalıştığı bildirildi.Brezilyalı forvet oyuncusundan söz alan ve konuyu yönetime ileten Zico’nun, Vagner Love’u gelecek yıl takımda görmeyi çok istediği belirtildi.Kendi sözleşmesinden çok, transferlere yoğunlaşan Brezilyalı çalıştırıcının Avrupa’da daha fazla ses getirecek bir ekip oluşturmanın çabaları içinde olduğu ifade edildi. Yönetimin de Love dışında ikinci bir forvet oyuncusu ile de anlaşma zemini aradığı kaydedildi.Bu arada İspanyol medyası Love’un gelecek sezon Fenerbahçe formasını giyeceğini duyurdu.

14 Mart 2008 Cuma

Fenerbahçe'nin rakibi Chelsea


Şampiyonlar Ligi çeyrek final kuraları bugün İsviçre’nin Nyon’daki kentindeki UEFA merkezinde çekildi..Çeyrek final eşleşmeleri belirlendikten sonra da çeyrek finalde turu geçecek takımların yarı finaldeki muhtemel rakipleri de belli oldu.. İşte çeyrek final eşleşmeleri


Arsenal-LiverpoolRoma- Manchester UnitedSchalke 04-Barcelona Fenerbahçe-Chelsea


Fenerbahçe, ilk karşılaşmayı 1 ya da 2 Nisan’da Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda oynayacak...Arsenal-Liverpool maçının galibi yarı finalde ilk maçı evinde Fenerbahçe-Chelsea eşleşmesinin galibi ile oynayacak.Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalin ilk maçları 1 ve 2 Nisan’da, rövanşları ise 8 ve 9 Nisan’da oynanacak. Kupada yarı finalde ilk maçlar 22-23 Nisan’da, rövanşları ise 29-30 Nisan’da yapılacak. Final maçı ise 21 Mayıs’ta Rusya’nın başkenti Moskova’daki Luzhniki Stadı’nda oynanacak.

13 Mart 2008 Perşembe

Zico, Beyaz Pele lakabını sevmiyor

Tempo dergisinin son sayısında röportajı yer alan Brezilyalı çalıştırıcı, ''Beyaz Pele'' benzetmesini sevip sevmediği sorusuna, ''Pele oynadığı dönemde de sonrasında da hep idoldü. Brezilya için çok şey yaptı. Ben de her Brezilyalı gibi onun hayranıyım. Beyaz Pele olarak adlandırılmayı sevmiyorum'' yanıtını verdi. Burada karşılaştırılan iki insanın farklı olduğuna dikkati çeken Zico, ''Futbol hayatımda ne yaptıysam Zico olarak yaptım, Pele olarak yapmadım. 'Benden sonra yeni Zico kim olacak' diye bakmadım. Çünkü 'Yeni Zico' diye bir şey olmayacak. Benim görüşüme göre futbolcular kendi dönemlerinde değerlendirilmeli'' yorumunu yaptı.

''FUTBOL TANRISI DEĞİLİM''

Japonların kendisi için kullandığı ''Futbol Tanrısı'' ifadeyle ilgili olarak da Zico şunları kaydetti: ''Brezilya'da tanrı ve din olgusu çok yüksek mertebededir. Tanrı en önemli varlıktır. Biz Brezilya'da hiçbir insanı Tanrı'ya benzetmeyiz. Japonya'ya gitmiş en kariyerli futbolcu olduğum ve Japon futbolunun gelişimi için çok çalıştığım için, bana böyle bir mertebeyi uygun gördüler. Onların bana yaptığı bir kompliman ve gurur duyuyorum. Ancak bu konuda mütevazı olarak, kendimi 'Futbol Tanrısı' olarak görmediğimi söylemeliyim.''

''KULÜBÜNÜ BU KADAR SEVEN BAŞKANI BULMAK ZOR''

Kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın, sınırlamaların kalkması durumunda, yapacağı transferlerle Fenerbahçe'yi, Barcelona ve Manchester United seviyesine taşıyacağına inandığını belirten Zico, başkana övgüde bulunarak, ''Kulübünü bu kadar seven başkanı dünyada bulmak çok zor'' dedi. Zico'nun, Yıldırım ile ilgili ifadeleri şöyle: ''Belki başkanımız Barcelona veya Manchester United gibi takımların seviyesinde bir takım yaratamadı ama bunun sebebi, istememesi değil. Türkiye'de buna izin verilmiyor. Örneğin yabancı sınırlaması var. Sınırlamalar kalksa, eminim en iyi oyuncuları getirecektir ve bu takımların seviyesinde bir takım ortaya çıkaracaktır. Aziz Yıldırım profesyonel ve Fenerbahçe için her şeyini ortaya koyan biri. 24 saat Fenerbahçe ile yaşıyor. Çok geniş bir vizyonu var. Fenerbahçe'yi dünyanın en iyi kulüplerinden biri yapmak istiyor ve bu doğrultuda, belki olması gerekenden çok daha fazla çalışıyor. Çoğu insanın yapabileceği işi, gidip bir de kendisi denetliyor. Böyle bir başkan çok büyük şans. Bunun sebebi, Fenerbahçe'ye duyduğu aşk. Onun Fenerbahçe'ye olan bu aşkı bana da şevk veriyor. Kulüpteki herkes vefa borcunu ödeyebilmek için kendini daha fazla çalışmak zorunda hissediyor.'' Zico, Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerinin, ligin başında Fenerbahçe'ye bakışlarıyla, şimdiki bakışları arasındaki farkı görebildiğini de belirterek, ''Bizi daha fazla analiz eder hale geldiler ve bize saygı duyuyorlar'' dedi.

Fenerbahçe'den iki bomba daha

Öncelikli hedef Crespo
Fenerbahçe gelecek sezon süper bir kadro oluşturmak için çalışmalarını dörtbir koldan sürdürüyor. Sarı-Lacivertliler’in kadrosuna katmayı düşündüğü ve Başkan Aziz Yıldırım’ın onayladığı ancak Brezilyalı olmadığını söylediği dünya yıldızının Hernan Crespo olduğunu dün yazmıştık. Ancak Kanarya’da transfer Arjantinli golcü ile bitmeyecek. FANATİK şimdi de yönetimin listesinde bulunan diğer iki ünlü ismin kimler olduğunu açıklıyor: Bayern Münih’li Lucio ile CSKA Moskova forması giyen Vagner Love...

Edu ve Kezman yolcu

Sarı-Lacivertliler'in gelecek sezonki planlarında Avrupa’dan birçok takımın talip olduğu Edu’yu satmak bulunuyor. Önemli maçlarda beklenmedik hatalar yapan Brezilyalı savunmacının yerine Bayern Münih’in sambacı defans oyuncusu Lucio düşünülüyor. Forvette de son dönemdeki iyi performansına rağmen Kezman ile bağların koparılacağı öğrenildi. İleri uçta Crespo ile birlikte daha uyumlu olabileceği düşünülen ve teknik direktör Zico’nun çok istediği Vagner Love için harekete geçildiği belirtildi.

12 Mart 2008 Çarşamba

Fener'in Crespo bombası

İtalya’dan ayrılması kesin gibi...Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kalarak tarih yazan Fenerbahçe’de, yeni sezon için düşünülen flaş ismin Hernan Crespo olduğu öğrenildi. Aziz Yıldırım Başkanlığı’nda her sezon hedef büyüten, son olarak Roberto Carlos’u kadrosuna dahil ederek dikkatleri üzerine çeken Sarı-Lacivertli yönetimin, Arjantinli golcünün menaceri ile görüşmelere başladığı söyleniyor. Bu sezon İnter’de yedek soyunan tecrübeli oyuncunun Çizme’den ayrılmayı düşündüğü belirtiliyor.

Stephen Appiah yola çıktı...

Fenerbahçe Hernan Crespo ile 2 sezon önce de ilgilenmiş, ancak yıldız futbolcu seçimini İnter’den yana kullanmıştı. Yönetimin sezon sonunda Stephen Appiah’ı kesin olarak göndereceği konuşulurken, Mehmet Aurelio ve Mateja Kezman’ın da takımdan ayrılacağı göz önünde bulundurularak transfer çalışmalarına hız verildiği ifade edildi. Crespo’nun yanı sıra Kanoute, Shevchenko ve Henry ile de temasların sürdüğü iddia edildi

Juve'nin Lugano ısrarı

Şampiyonlar Ligi'ndeki başarının ardından futbolcuları Avrupa kulüplerinin listesine giren Fenerbahçe'de, en çok talibi olan isim Lugano. Bu oyuncu için daha önce devreye giren Juventus'un ısrarlı olduğu bildirildi. Hatta Uruguaylı yıldızın menajeri Juan Figer'in şu anda İtalya'da olduğu ve Juventus yönetimiyle görüştüğü kaydedildi. İtalyan basınında Figer'in ağzından yazılan haberlerde, "Lugano, F.Bahçe'de çok mutlu. Yönetim de onu istiyor. Satmak için oldukça yüksek bir rakam isteyeceklerdir" ifadesi kullanıldı.

11 Mart 2008 Salı

Fenerbahçe beni büyüledi

2006 yılı Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Barcelona’nın teknik patronu Frank Rijkaard, konuştu, Fenerbahçe’yi övgü yağmuruna tuttu: “İkinci Başkanımız Ferran Soriano, Galatasaray’ı 2-0 yendikleri maçı canlı izledi. O günkü atmosferi bana anlattı. O maçta iyiydiler, ama Şampiyonlar Ligi’ndeki performansları çok daha etkileyici. Önce İnter’i yenip gruptan çıktılar. Sonra Sevilla’yı 3-2 yendiler. Rövanşta 3-2 kaybettiler, ama İspanya’daki futbollarına dikkat çekmek istiyorum. 2-0 geriye düşüp oyuna tekrar ortak olmaları beni büyüledi. Eğer Fenerbahçe ile eşleşirsek kesinlikle kolay bir lokma olmayacaklar. Onları yakından takip ediyoruz. Zaten artık son 8’deyiz ve elbette küçük takım yok...”

Fenerbahçe'nin bombası kim olacak?

Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalarak büyük bir başarı yakalayan Fenerbahçe'de, başkan Aziz Yıldırım'ın sözünü ettiği 'bomba transfer' için çalışmalar devam ediyor. Şu ana kadar adı geçen isimlerden Chelsea'nin Ukraynalı yıldızı Shevchenko'yu eski takımı Milan'ın da istemesi, bu oyuncunun işini zora sokuyor. Bu şartlarda F.Bahçe de rotayı İspanya'ya çevirdi. Listedeki bir başka isim ise Barcelona'nın Kamerunlu yıldızı Eto'o... Ancak yeni sezonda Katalan ekibini çalıştıracak olan teknik direktör Mourinho, 99 maçta 70 gol kaydeden Eto'o'nun satılmasına karşı çıkıyor. İki oyuncunun transferi zora girince F.Bahçe'de, Sevillalı Kanoute'nin ismi gündeme geldi. Ancak bu oyuncu için, eski teknik direktörü Juande Ramos'un görev yaptığı Tottenham'ın devreye girmesi fiyatını artırabilir.

HENRY GÖNDERİLECEK

Bu koşullarda hem adı öne çıkan hem de transferiyle büyük ses getirecek olan tek isim kalıyor; Thierry Henry. Sezon başında Arsenal'den Barcelona'ya transfer olan Fransız yıldız, 19 maçta 7 gol atabildi. 30 yaşındaki Henry'yi, Mourinho'nun da istemediği biliniyor.

10 Mart 2008 Pazartesi

Fenerbahçeli oyuncular kapış kapış

Menaceri İspanya’daFenerbahçe, Sevilla’yı eleyip Şampiyonlar Ligi’ne kaldıktan sonra, hemen hemen bütün futbolcularına transfer teklifleri gelmeye başladı. Özellikle Uruguaylı Diego Lugano listenin başını çekiyor. Uruguaylı futbolcuya son olarak İspanya’nın Atletico Madrid takımının teklif yaptığı öğrenildi. Hatta bu futbolcunun menaceri Juan Figger’in dün İspanya’ya giderek Atletico Madrid Kulübü yöneticileriyle görüştüğü iddia edildi. Spor sitesi www.calciomercato.com’da çıkan habere göre de her iki taraf yeni sezon için anlaşmaya vardı.Tugay’ın yanına!Öte yandan Sevilla maçında herkesi kendine hayran bırakan ve 90 dakikanın yıldızı olan Uğur Boral’a da, İngiltere’nin Blackburn Rovers takımı talip oldu. Yıllardır Tugay Kerimoğlu’nun formasını giydiği ve kaptanlığını yaptığı Blackburn’ün Uğur’la yakından ilgilendiği bildirildi. İngiltere’nin yüksek tirajlı gazetelerinden The People, Blackburn’ün teknik direktörü Mark Hughes’un Uğur Boral’ı çok beğendiğini ve bu futbolcuyla beraber Porto’da forma giyen Brezilyalı Bruno Alves’i listeye aldığını yazdı.

Basında Fenerbahçe'nin galibiyeti

GÜRCAN BİLGİÇ: BU MUDUR; BUDUR (SABAH)

F.Bahçe de bu arzunun, baskının karşısında ikinci Sevilla finalini oynar gibi sahadaydı. Galibiyeti değil, farkı arıyorlardı. Bunun için koştular, pres yaptılar, disiplinden kopmadılar, birbirlerine yardımcı oldular, bir dakika durmadan, geri koşmaktan kaçınmadan müthiş bir şov sundular.Dört farklı öne geçmiş bir takım rakip sahada bıkmadan topa basıyor, bir an önce atağa geçmek için sabırsızlanıyorsa, kendine ve geleceğine kattığı çok şeyler vardır. Her seyredenin görmek isteği gibi büyük olmanın ciddiyetini taşıdılar, vazgeçmeden oynadılar. Manisa, kadrosundaki önemli isimlere rağmen bu hallerde. Selçuk İnan haricinde maçı yaşamaya niyeti olan oyuncuları yoktu. F.Bahçe'nin attığı ilk golde ofsayt görülüyor. Ama bu kararın, bu maça gölge düşürmesini 'iftira' haline getiren bir oyun seyrettik. "Hep böyle kalın" diyoruz.

KAZIM KANAT: ANTRENÖR YILMAZ! (SABAH)

Sevgili Yılmaz Vural; Bir teknik adam saha kenarına kadar futbolcularını azarlıyorsa o zaman sorarlar: Teknik adam hatasının faturasını niye futbolculara ödetiyorsun? Senden önceki maçta Bursa bu sahada Fenerbahçe'yi yenerken Samet Aybaba'yı izledin mi? Maçın daha başında değişiklikle kadroyu ve sistemi değiştirmişti. Sevgili Yılmaz Vural, Manisa peş peşe goller yerken sen ne yaptın? Kadro ve sistemde ısrar ederek Manisa'yı yaktın . Kötü gidişi durdurmak için sahaya elini uzatmazsan skor böyle olur. (Ümit ve Koray değişimi sakatlık yüzünden oldu. Dikkat!) Maçın teknik analizini yaparken üç noktanın altını çizelim: 1-Sevilla zaferinin yüksek morali Fenerbahçe'yi inanılmaz motive etti. Ama, Sevilla zaferini unutup Manisa maçını düşünmeleri çok olumlu bir gelişme. 2-Manisa'nın, 'Sevilla zaferinin kahramanlarını yenelim biz kahraman olalım' gibi "rüya taktiği" hezimeti getirdi. Fenerbahçe gibi bir takım karşısında savunmayı "çizgi" halinde santraya kadar çıkarmak ve 4'lü forvete dönmek bir intihardı. Öyle de oldu. Manisa'da oyun disiplini sıfırdı. Herkes kendine oynadı. Takım ruhuna ihanet edildi? 3-Kezman araya atılan her topa gitti. İşte gerçek Kezman bu. Bu konuda Zico'ya sorum şu: Bu kadar hücuma dönük kenar oyuncuların varken Semih de sahada olsa ne olur? ( Selçuk Şahin'i çıkart, tek ön libero ve çift santrfora dön. O zaman neler değişir neler Zico!...)

HAKKI YALÇIN: CENNET KUŞLARI (FOTOMAÇ)

Dün geceki cennet kuşları yıldızların etkisindeydi... Dünyanın en güzel tribün fotoğraflarıyla donanmış bir statta... Onların başı yıldızlardaydı, ayakları Samanyolu'nda... Vestel Manisa'nın maçın başında, iki savunma duvarı vardı... Biri orta saha çizgisi üzerinde, diğeri kendi ceza alanı önünde. Fenerbahçe'de keşfedilmemiş daha ne incelikler var. Fenerbahçe'de kimselere benzemeyen bir adam var. Alex de Souza.... Gol konulu bütün karelerde gördük ki... "Top Alex'le buluştuğunda, adı aşktır, adı goldür!" Ve ilk yarıdaki 3 golde de Alex klasikleri vardı...

SELÇUK YULA: YETER Kİ İSTESİNLER (FOTOMAÇ)

Teknik analize girmeden önce şunu söylemek istiyorum; Fenerbahçe, bir Şampiyonlar Ligi maçı olmadığı için çok rahat oynadığı Vestel Manisaspor karşılaşmasını 4-1'lik skorla geçti. İlk oynanacak çeyrek final karşılaşmasına kadar oynanacak bütün maçlar da Fenerbahçe'nin üstünlüğüyle geçilecektir, bunu iddia ediyorum. Şöyle bir bakıyorum da takımda kötü oynayan futbolcu var mı, hayır yok. Görevini yapmayan var mı, hayır yok. Haa belki Gökhan'ın sağdan bindirmelerini özleyenler, Önder'den bunları göremediler. Ama Önder ofansif değil defansif özelliği daha fazla olan bir futbolcu. Burdaki eleştiri Önder'in bölgesindeki rakip tarafından bir tehlike gelip gelmediği şeklinde olmalıdır. Böyle bir şey de olmadığına göre onu da başarılı adledebiliriz. Hepsi mükemmel. Dünya zaten böyle futbolcuları arıyor. Edu ve Lugano her geçen gün birbirlerine daha fazla ısınıyorlar. Hatasız oynuyorlar. Dün akşamki maç için Vederson ile Aurelio'yu geçtim zannetmeyin. Onlar da sahanın yıldızlarındandı. Aslında Sevilla maçında üçer kişilik koşan bir takımın futbolcularının gelip de lig maçında böylesine özverili oynamalarını alkışlamamak mümkün değil. Şu da bir gerçek ki Fenerbahçe, ligimize fazla bir takım. İstediği takımı, istediği anda yener. Ama yeter ki istesinler.

Alex zirveye kuruldu

Frikikle başladıAlex de Souza... Fenerbahçe’nin Kaptanı. Geçen sezonun gol kralı. Türkiye’ye geldiği günden beri, attığı goller, yaptığı asistlerle Fenerbahçe’yi başarıdan başarıya koşturan Brezilyalı yıldız. Ve Alex, hız kesmeden gollerini atmaya, arkadaşlarına attırmaya devam ediyor. O, şu anda Şampiyonlar Ligi’nin asist kralı. Bu önemli organizasyonda tam 6 gol pası veren Sambacı, Süper Lig’de de dün 10 asiste ulaştı. Yıldız oyuncu, ilk pasını 13. dakikada Aurelio’ya yaptı.Deivid kaçırmasa...Ardından 43. dakikada Uğur’un ortasında kaleye vurabilecekken, meşin yuvarlağı kafayla Selçuk’un önüne düşüren Kaptan, topun ağlara gitmesiyle, 10. asistini yapmış oldu. Yıldız oyuncunun milimetrik pasları bununla da kalmadı. Kezman’ın ikinci golünde Deivid’e öyle nefis bir ara pası çıkardı ki, Brezilyalı golcü ağları havalandırsa, Alex de 11. asistine ulaşacaktı. Ancak onun vuruşunda kaleciden dönen topu ağlara göndermek Kezman’a kısmet oldu. Alex’in asisti de 10’da kaldı.

9 Mart 2008 Pazar

Zico artık risk almayacak

Artık ideal 11’i bozmayacakAvrupa maçları sonrası birçok lig maçında yedekleri sahaya sürdüğü için eleştirilen Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico, ligin sonu yaklaşınca bu uygulamadan vazgeçti. Tecrübeli hocanın bundan böyle sakatlık, hastalık veya ceza durumu dışında ideal 11’inden hiçbir oyuncuyu dinlendirmeyeceği belirlendi. Ligde artık telafisi mümkün olmayan haftalara girildiğini düşünen Brezilyalı çalıştırıcı, bu nedenle her karşılaşmada sahada en güçlü kadrosuyla yer almak istiyor.Gökhan Gönül oynamayacakŞampiyonluk mücadelesinde artık gereksiz kayıplar yaşamak istemediği için böyle bir karar alan Zico, oyuncularını da, “Avrupa dönüşü zorlanıyoruz. Artık her şeyinizle Manisa maçına konsantre olun” diye uyardı. Bu arada kaleci Volkan cezalı olduğu için bu maçta forma giyemezken, gribe yakalanan Gökhan Gönül’ün yorgan döşek yattığı belirtildi. Başarılı futbolcu, bu nedenle Manisaspor karşısında takımındaki yerini alamayacak.

Alex, Yıldırım'a şimdi inandı

Fenerbahçe Kaptanı Alex’ten samimi sözler. Kendisine ait internet sitesine bir yazı yazan Brezilyalı oyuncu, adeta Başkan Aziz Yıldırım’dan özür diledi. 2004 yılının mayıs ayında Fenerbahçe’yle sözleşme imzaladığında, herkesin kendisine, “Neden?” diye sorduğunu açıklayan Sambacı, “O zaman, Başkanımız Aziz Yıldırım, bana Avrupa’da iyi yerlere geleceğimizin sözünü vermiş, ‘2010 yılına kadar Avrupa futbolunda belli bir yer edineceğiz’ demişti. Ancak geçen seneye kadar, buraya gelişim hakkında şüphe duyduğum zamanlar olmuştu. Aziz Başkan’ın kafasındaki bu projelerden vazgeçtiğini sanmıştım. Ama sonra ne kadar yanıldığımı anladım” dedi. Şampiyonlar Ligi’nde elde ettikleri başarıya da değinen Alex şunları söyledi: “Başarı uzak değildi, ama bu kulvarda zamana ihtiyacımız vardı. Takım olarak ne istediğimizi, amaçlarımızı ve sınırlarımızı iyi biliyorduk. İlk önce gruptan çıkmaya çalıştık. Bu, bizim rüyamızdı. Sonraki hayalimiz ise 8 takım arasına kalmaktı. Hayallerimize eleme turunda Anderlecht’i yenerek başladık. CSKA ve PSV’yi yenip, İnter’in ardından grupta ikinci olduğumuzda ilk 8 için hayallerimizi daha da güçlendirdik. Sevilla’yı eleyerek, inanılmaz bir düşü gerçekleştirdik. Hem Fenerbahçe hem de ben, ilk kez böyle bir başarı yakaladık. Artık Avrupa’nın en iyi takımları arasındayız. Buralara gelmek için çok çalıştık ve bu başarıyı hak ettik. Şimdi artık yarı finali hayal etmeye başladım. Avrupa’nın en iyi 4 takımı arasına kalabiliriz. Bu rüyama kimse engel olamaz. Artık Avrupa’da başarı ne demek, bunun tadını çok iyi biliyorum. Bunun yakın bir gelecekte kulüp için rutin bir olay olacağına inanıyorum. Stadımız, taraftarımız, kulübün mali durumu, her şey bunun için uygun. Başkan, yeni planlar yapmaya devam ediyor. Bir gün Brezilya’ya döndüğümde, televizyonda daha güçlü ve her seferinde kazanan bir Fenerbahçe göreceğim ve buna da hiç şaşırmayacağım.”

7 Mart 2008 Cuma

Cavcav'dan Aziz Yıldırım'a destek

2005'in Aralık ayında Fenerbahçe'yi bölücü örgüte benzeten İlhan Cavcav, Kulüpler Birliği başkanlığı için oyunu Aziz Yıldırım'dan yana kullanacağını açıkladı.Değişti mi, dönüştü mü?Bazıları değişmez dönüşür belki ama, bazıları sadece değişiyor! Gariptir, ama yaşamın bir cilvesi olsa gerek bu durum. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’ın, Beşiktaş maçından önce yaptığı açıklamadan yola çıkarak böyle bir benzetme yapma gereği gördük. Tarih, 2005’in Aralık ayı... Cavcav, Fenerbahçe Kulübü’nün bölücü terör örgütüne benzetmeye varana kadar götürmüştü işi... Özellikle de, Sarı-Lacivertli Kulübün Başkanı Aziz Yıldırım’ın tutum ve davranışlarınaydı bu tepkisi!Hayırlı olsun Başkan!Ve aynı İlhan Cavcav, aradan henüz 2 yıl 3 ay gibi bir zaman geçmişken öyle bir açıklama yaptı ki, gerçekten ilginç. Galatasaray Kulübü’nde başkanlık yarışına girmeyeceğini açıkladıktan sonra Kulüpler Birliği Başkanlığı’na da veda eden Özhan Canaydın’ın yerine Aziz Yıldırım ile Yıldırım Demirören’in isimlerini geçtiğini belirten Türk futbolun duayeni, “Şu anda Kulüpler Birliği Başkanlığı için iki başkanın ismi geçiyor. Ama benim oyum Aziz Yıldırım’a” dedi. Ne denir ki, hayırlısı!

Zico, İnter'i istiyor

Brezilyalı gazeteci Duarte'den, ülkesindeki Zico sevgisi tarifi: "Rio'da insanlar Noel'i 3 Mart'ta kutlar. Çünkü bu, 'Mesih' yani Zico'nun doğum tarihidir"İngiltere’nin ünlü gazetelerinden The Guardian’ın internet sitesinden yayınlanan “Football Weekly” adlı radyo programına katılan Brezilyalı gazeteci Fernando Duarte’ten çarpıcı sözler. O Globo’nun muhabirliğini yapan Duarte, Zico’ya övgü yağdırırken, “Rio’da insanlar Noel’i 3 Mart’ta kutlar. Çünkü bu, ‘Mesih’in yani Zico’nun doğduğu tarihtir” dedi. Brezilyalı hocanın yedek kulübesinde durmasının bile yettiğini ileri süren Duarte, “Çünkü kadrodaki birçok oyuncu, çocukluklarında ona tapıyordu. Şimdi aynı adam, onların teknik direktörü. İnsanlar ondan çok şey bekliyor ama Zico, hâlâ öğreniyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘Uğura inanıyor’

Tecrübeli hocanın güzel futbol düşkünü olduğunu kaydeden Brezilyalı gazeteci, şunları söyledi: “İstanbul’dayken yaptığımız görüşmede bana, ‘Sırf sonuç için oynamak istesem, inan bunu yapabilirim. Ama beni asla bütün takımı savunmaya çekip, bekletirken göremezsin. Benim, güzel futbola bağlılığım var’ demişti. Sevilla maçı sonrası çok mutluydu. Uğura inanan biri olarak, İstanbul’daki çeyrek final maçına da gitmem gerektiğini söyledi. Çünkü Kadıköy’deki Sevilla maçında tribündeydim. Zico’nun önümüzdeki sezon Milan’da Ancelotti’nin yerini alabileceği söylentisinin ortalıkta dolaştığını iddia eden Duarte, son olarak Sevilla’da penaltı atışlarından önce Brezilyalı hocanın, kaleci Volkan’a, ‘İki büyük hata yaptın. Şimdi çıkıp bir kahraman mı olacaksın, yoksa hayatın boyunca bu utançla mı yaşayacaksın?’ diyerek onu motive ettiğini sözlerine ekledi. Kendisine ait internet sitesine konuşan Zico, çeyrek finalde İnter’i istediğini kaydetti. Son 8’e kalmanın inanılmaz bir duygu olduğunu vurgulayan Brezilyalı hoca, “Japonya’da da böyle bir heyecan yaşamıştım ama bununla karşılaştıramazsınız. Başarı beni geliştiriyor ama hâlâ öğreniyorum. İnter’le karşılaşmak istiyorum. Grup maçında onları evimizde yenmiş ancak İtalya’da kaybetmiştik. Son 8’deyiz ve daha fazlasını istiyoruz” dedi.

Fener'in Milli takıma katkısı yüzde 100 olur

F.Bahçe'nin, Şampiyonlar Ligi'ndeki tarihi başarısına, Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim'den övgüler geldi. FB TV'ye konuşan tecrübeli hoca, sarı-lacivertli ekibin her atağa atakla karşılık veren, oyunun kontrolünü elinde tutan bir takım olduğunu belirterek, "Bu başarıda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bunun ardından özellikle milli futbolcularımızın artık maçlara kendilerinden daha emin çıkacaklarını düşünüyorum. Bu başarının milli takımada katkısı yüzde 100 pozitif olacaktır. F.Bahçe normal sürede turu geçseydi, kaleci Volkan belki yine yediği gollere üzülecekti. Ama penaltılardaki rolü onun geri dönüşünün daha güvenli olmasını sağladı. Bazıları 'Sevilla iyi oynamadı' diyebilir. Ama oynatmamak da marifettir. Ben ilk 10 dakika haricinde Sevilla'yı göremedim" dedi. F.Bahçe'nin eski başkanı Ali Şen ise daha iddialı konuştu. Rakip olarak gönlünden İngiltere'nin Chelsea takımını tercih ettiğini ifade eden Şen, "Büyük bir marka ama takım içinde sürtüşmeler, tartışmalar yaşanıyor. Bu bizim lehimize olur diye düşünüyorum. 21 Mayıs'ta Moskova'dan Şampiyonlar Ligi kupası ile geri döneceğiz" diye konuştu.

'FİNAL DEVRİM OLUR'

Ayrıca yine aynı programa katılan Yılmaz Vural ile Ziya Doğan da Fenerbahçe'nin başarısının Türk futboluna olumlu katkı yapacağını söylediler. Doğan, Fenerbahçe'nin final oynamasının Türk futbolu için 'devrim' anlamına geleceğini de belirtti.

Fenerbahçe'nin 2009 onuru

Sarı lacivertliler Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısıyla hem gelecek sezon için seribaşı olma şansını yakaladı, hem de 2009-10 sezonunda Avrupa kupalarına 5 takımla katılmamızı garantiletti. 2 sezon sonra şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılacak, lig ikincisi iki eleme oynayacak.FENERBAHÇE, 100. yılında tarihi bir başarı gösterip 5. kez katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez çeyrek finale kalırken, hem kendisi kazandı hem de ülkemize kazandırdı. Bu yıla başlarken UEFA Ülke Kulüp Puanı sıralamasında 14. olan Türkiye, takımlarımızın özellikle Avrupa’da kalan tek temsilcimiz olan Fenerbahçe’nin bu sezonki performansıyla 31.225 puana ulaştı ve 10. sıraya çıktı. Bu da Türkiye’nin 2009-10 sezonundan itibaren yeni bir uygulamayla oynanacak Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası’nda 5 takımla mücadele etmesini garantiletti.2009 UEFA Kupası’na Şükrü Saracoğlu Stadı ile ev sahipliği yapmanın gururunu yaşayan Fenerbahçe böylece, Avrupa kupalarında da temsilcilerimizin önünü açmış oldu. 2009-2010 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne lig şampiyonumuz doğrudan katılacak, lig ikincisi iki eleme turu oynayacak. UEFA Kupası’nda ise guruba kalabilmek için Fortis Türkiye Kupası şampiyonu tek eleme, lig üçüncüsü 2, lig dördüncüsü ise 3 eleme turu oynayacak.Seribaşı olacakF.Bahçe’nin, Şampiyonlar Ligi’nde finale kadar giderse kazandıracağı puanlarla Türkiye’yi UEFA kupalar ülkeler sıralamasında daha yukarılara taşıma şansı var. Bu turdan sonra elenmesi halinde ise 12’ncilikten aşağıya düşme şansı yok ve bu da 2009-10 sezonunda Avrupa kupalarındaki kontenjanımızın etkilenmemesini sağlıyor. Çünkü 12. sıradaki Ukrayna’nın kupalarda temsilcisi kalmadı. 11. sıradaki İskoçya’nın (30.875) ve 13. sıradaki Belçika’nın (26.200) ise 1’er temsilcisi yollarına devam ediyor. Geçen yıl sonunda son 5 yıl baz alınıp hesaplanan UEFA Takım Sıralaması’nda 36.791 puanla 66. olan F.Bahçe, bu sezonki performansıyla 49.303 puana ulaştı ve 45. sıraya çıktı. 49.303 puan F.Bahçe’nin gelecek sezon eleme turu oynarsa kura çekimine seri başı olarak katılmasını da sağlayacak.Rekorunu geliştirdiFenerbahçe bu sezon toplam 209 takımın mücadele ettiği Avrupa kupalarında 18.0525 puanla şu ana kadar en çok takım puanı kazanan kulüpler sıralamasında 8. sıraya yerleşti. Fenerbahçe, bu sezon Avrupa’da oynadığı 10 maçta, 6 galibiyet (2’si eleme turu), 2 beraberlik ve Şampiyonlar Ligi’nde önce 2. tura sonra çeyrek finale kalıp aldığı toplam 5 bonusla, Türkiye’ye 17 puan kazandırdı. (Özel olarak hesaplanan puanlamada, eleme turunda galibiyete 1, beraberliğe 0.5, diğer maçlarda galibiyete 2, beraberliğe 1 puan veriliyor). Fenerbahçe böylece 14 puanla 2. tura kalarak kırdığı geçen sezonki 11.5 puanlık kulüp tarihinin en yüksek puanı rekorunu da 17’ye çıkardı.
 
spor haberleri-spor haberleri-İzmir spor-youtube